Avrupa Birliği tarafından finanse edilen CultureCIVIC Kültür Sanat Destek Programı’nın desteğiyle hayata geçen Yazarak Kuirleştirmek adlı atölye ve konuşma programı Mayıs-Eylül ayları arasında çevrimiçi olarak devam edecek. 31 Mayıs’ta başlayan program kültür ve sanat nesnelerini, otoriter kurum ve bireylerce onlara dayatılan ayrımcı anlatılardan özgürleştirmeyi hedefliyor.

MEYDAN

Yazarak Kuirleştirmek Atölyesi

 

 

Avrupa Birliği tarafından finanse edilen CultureCIVIC Kültür Sanat Destek Programı’nın desteğiyle hayata geçen Yazarak Kuirleştirmek adlı atölye ve konuşma programı Mayıs-Eylül ayları arasında çevrimiçi olarak devam edecek. 31 Mayıs’ta başlayan program kültür ve sanat nesnelerini, otoriter kurum ve bireylerce onlara dayatılan ayrımcı anlatılardan özgürleştirmeyi hedefliyor. Yayımlanan Mayıs-Haziran programı hakkında detaylı bilgi ve kayıt için programın web sitesini ve Instagram hesabını takip edebilirsiniz.

 

 

Program, Zach Blas’in 31 Mayısta gerçekleştireceği “Queerness and the Informatics of Domination” [Kuirlik ve Hâkimiyetin Enformatiği] başlıklı sunumla başladı. Sanatçı, yönetmen, yazar ve Toronto Üniversitesi’nde Görsel Çalışmalar bölümünde yardımcı profesör olan Zach Blas’in yerleştirme, hareketli görüntü, kompütasyon, teori ve performans odaklı üretimi bugüne dek Whitney Museum of American Art, Australian Centre for Contemporary Art ve Young Museum gibi önemli sanat kurumlarında sergilendi ve çeşitli bienallerde yer aldı. Konuşmasında elektronik bilimi, kompütasyon ve ağlar aracılığıyla kuirliği bir direniş ve haz alanı olarak edimselleştiren eserlere odaklanacak olan sanatçı, son on beş yılın sanatsal üretimine bakarak, beyaz kapitalist patriyarkanın boyunduruğundaki bilim ve teknoloji –ki Donna Haraway buna “hâkimiyetin enformatiği” der– ile mücadele eden kuirliğin formel ve estetik açıdan dönüşüm biçimlerini ele alıyor.

 

 

5 Haziran’da akademisyen Irvin Cemil Schick, “Osmanlıcada Erotik Dil ve Bize Öğrettikleri: İki Cinsellik, Üç Toplumsal Cinsiyet” başlıklı konuşmasıyla Osmanlıcadan hareketle geçmiş devirlerde Türkiye’de cinsiyetin ve cinselliğin nasıl kavramsallaştırıldığına değinerek, birçoklarının sabit ve değişmez sandığı erkeklik, düzcinsellik, eşcinsellik gibi kavramlara Osmanlı döneminde atfedilen anlamlar gözden geçiriyor. Harvard Üniversitesi, M.I.T. ve İstanbul Şehir Üniversitesi’nde öğretim üyeliği, Boston Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi’nde ziyaretçi öğretim üyeliği yapmış olan Irvin Cemil Schick, École des Hautes Études en Sciences Sociales’da ikinci doktorasını tamamlamaya hazırlanmaktadır. The Erotic Margin: Sexuality and Spatiality in Alteritist Discourse (1999), Çerkes Güzeli: Bir Şarkiyatçı İmgenin Serüveni (2004) ve Bedeni, Toplumu, Kâinâtı Yazmak: İslâm, Cinsiyet ve Kültür Üzerine (2011) adlı kitapların yazarıdır.

 

 

Baskı sistemlerinin insanların yaşamlarını cinsiyet, sınıf, ten rengi ve cinsellik açısından nasıl etkilediğini göstermeye odaklanan gazeteci, podcast yayıncısı ve yazar Rebekka Endler 15 Haziran’da “The Ruler – On the Patriarchy of Objects and the Creation of Normality” [Cetvel/Hükümdar – Nesnelerin Patriyarkası ve Normalitenin Yaratımı Üzerine] başlıklı bir atölye verecek. Ataerkil ve ırkçı ideolojilerin çeşitli ölçme araçlarıyla çevremizdeki normları nasıl şekillendirdiğine dair genel bir bakış sunan atölye; kurallar, sayılar ve standartlar temelinde kategorizasyon ve dışlanmayı inceleyerek, tarihsel olarak marjinalleştirilmiş grupları güçlendiren yeni ölçme biçimleri geliştirmeyi hedefliyor. Yazarın Das Patriarchat der Dinge başlıklı ilk kitabı, ataerkil gündelik yaşam tasarımlarını ele almakta olup 2021 yılında yayımlanmıştır ve şu anda çok sayıda dile çevrilmektedir. Türkiye’de Eşyaların Patriyarkası (2023) başlığıyla ve Çiğdem Canan Dikmen çevirisiyle İletişim Yayınları’ndan çıkmıştır. Yazarın kütüphanemizdeki Haunted by Normman; On the violence of averageness and normality başlıklı makalesine de buradan ulaşabilirsiniz. 

 

 

Kuir aktivist, yönetmen ve yapımcı Metin Akdemir, 19 Haziran’da gerçekleşecek “Muğlak/Mutlak Film Okumaları” başlıklı atölyesiyle, 1980’lerde ve 1990’ların başında çekilmiş üç filme hayalindeki sahneleri eklediği filmi Hayalimdeki Sahneler’de (2020) yaptığı gibi, mutlak bir yere varabilmekten ziyade, kuir muğlaklığın izini sürmeyi hedefliyor. Atölye, sanatçının seçtiği ve kadınlar arasındaki hikâyeleri anlatan filmlere hayalimizdeki sahnelerle yeniden bakmak üzere kurgulandı. Bu muhtemel kuir ilişkiler onun okumaları mı yoksa “başka” nedenlerle imadan öteye geçemeyen ilişkiler mi? Ya da bu hikâyeleri kadınlar arası dostluğu mu anlatıyor? Filmleriyle IDFA, Saraybosna Film Festivali, Jihlava Film Festivali gibi pek çok festivalde yer alan sanatçı, 2012’den itibaren LGBTQ+ temalı güncel sanat sergilerinde organizasyon komitesinde görev aldı. “Sınırsız” ve Dramaqueer Sanat Kolektifi içerisinde çalışmalarını sürdürmektedir.

 

 

25 Haziran’da gerçekleşecek “Uf’taki Nesneler ve Doğaçlama Süreci Üzerine” başlıklı atölye, İz ve Ra’nın işbirliğinde şekillenen Uf (2022) adlı videoyu temel alıyor. Kolektif ve bireysel pratiğinde, şiddet içeren tarihlerin sürekliliğini biçimler, malzemeler, mekân ve dil aracılığıyla araştıran sanatçı İz Öztat’ın, toplumsal cinsiyetin normatif kod ve ifadelerini ters yüz etmeye odaklanan sanatçı Ra ile işbirliğiyle ortaya çıkan bu video, Zişan (1894-1970) ve Vita Sackville-West’in (1892- 1962) İstanbul’da yaşadıkları aşka odaklanır. Vita’nın İstanbul’da kaldığı yaklaşık bir yıllık zaman diliminde, Zişan’ın babasının fotoğraf stüdyosunda vakit geçirerek ürettikleri temsillerde birbirlerinin arzularını tanıyıp aşklarını belgelerler. 2010 yılından beri kendisine tarihi bir figür, hayalet ve alter ego olarak görünen Zişan (1894-1970) ile karmaşık bir zamansallık içinde çalışan İz Öztat, Zişan’ın arşivinde bulunan belgeleri kendi üretimiyle yorumlayarak bastırılmış geçmişin giderek otoriterleşen günümüze musallat olduğu, karmaşık bir zamansallık önerir. İz ve Ra’nın kendileri ve aynı zamanda Zişan ve Vita oldukları araştırma sürecine ait sahnelerde, bedenlerine ve ilişkilerine bir seri nesnenin eşlik ettiği görülür. Bu videoyu yorumlamaya odaklı atölye çalışması, önce yapıtın oluşum sürecinde üretilen nesnelerin çağrışımlarına, ardından videoda görülen doğaçlama sürecindeki kullanımlarına odaklanacak.

 

Zoom üzerinden gerçekleşecek konuşmaların kayıtları Türkçe ve İngilizce altyazılı olarak programın YouTube hesabında yayımlanacak. Program boyunca üretilen atölye çıktıları ise web sitesinde yer alacak. Temmuz ayı programında yer alacak isimler arasında Ari P. Büyüktaş, Suna Kafadar, Burcu Bilgiç ve Marina Papazyan var. Programın son aylarında ise Avrupa’nın önemli müzelerinden küratörler, koleksiyonları kuirleştirme politikaları üzerine konuşacak. Yazarak Kuirleştirmek’in programlanmasını üstlenen kurucu direktörü ise Ecem Arslanay’dır.

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

MEYDAN

YGazze için 8 Mart’ta Küresel Grev Çağrısı: Gazzesiz Bir Feminist Mücadele Yok!
Gazze için 8 Mart’ta Küresel Grev Çağrısı: Gazzesiz Bir Feminist Mücadele Yok!

'8 Mart'ta bize katılın ve ataerkil ve sömürgeci sistemlerin tahtlarını sarsacak küresel bir grev için bizimle birlikte örgütlenin!'

MEYDAN

YTrans Onur Haftası (Pride) Komitesi: “Dönmeyiz, Buradayız, Bir Aradayız”
Trans Onur Haftası (Pride) Komitesi: “Dönmeyiz, Buradayız, Bir Aradayız”

Yıllardır süregelen düzene bir darbe niteliğindeki söylemlerimizle, “Dönmeyiz, Buradayız” diyerek 18 Haziran Translarla Eşitlik Günü’nde sokaklara çıkıyoruz.

MEYDAN

YBir Garip 8 Mart
Bir Garip 8 Mart

Dün okunan basın açıklamasında da dendiği gibi evet yastayız, evet öfkeliyiz ama bu enkazı birlikte kaldıracağımıza inanan milyonlarca insanız da.

ECİNNİLİK

Y2023’te Dönüp Dönüp Okuyacağımız 2022 Yazıları
2023’te Dönüp Dönüp Okuyacağımız 2022 Yazıları

Gelenin gideni aratmadığı, daha özgür, daha adil ve dilimizde tüyün bitmediği bir yıl olsun. Kalemimize, klavyemize kuvvet!

Bir de bunlar var

Efsane Yılmaz Özdil Röportajı: Yabancılar da Geliyor
Pussy Riot Rusya’nın “Büyük Ustasını” Neden Kızdırdı?
Woody Allen’ın Kızı Dylan Farrow’dan Açık Mektup

Pin It on Pinterest