Ezgi Sarıtaş’ın Metis’ten yayımlanan Cinsel Normalliğin Kuruluşu: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Heteronormatiflik ve İstikrarsızlıkları isimli çalışması üzerine…
Livata üzerine yapılan her bir hukuki yorumun kendi tarihsel bağlamı içerisinde anlaşılması gerekir.
“Bilge mağaraya dönmeli ve orada harekete geçmeli. İktidara sahip olma hırsı taşıyanların değil, onu reddedenlerin iktidarı idare ettiği aşamaya gelmeliyiz.”
Modern mimarlık başka hiçbir şeyle olmadığı kadar sağlık girişimiyle ilişkili.
Ortaçağ bağlamında hukukun nezdinde livata yapan birey kategorisi “eşcinsel” erkek tipinden çok “isyankar insan” kategorisi içerisinde sınıflandırılıyordu.
Çağlar boyunca İslam Hukukçuları nezdinde önemli bir tartışma konusu olan livata’nın cezai yaptırımı üzerine yazılanlar, cinsel kültür ve hukuk kültürüne dair kavramların tarihsel değişimine tanıklık etmemizi sağlıyor.
“Bir kadının bisiklete bindiğini her gördüğümde ayağa kalkar ve kutlarım. Bu benim için özgür ve kısıtlanmamış kadınlığın resmidir.”
Vücutları tıp tarafından yüzlerce yıldır tecavüze uğrayan siyah halk yine tıp tarafından birçok şekilde ölüme terkediliyor.
Beni geri çektiği o yer ve zaman, makulen umabileceğim tek şeyin aldığım her davette ancak hizmet etmek için orada olabileceğimi söylüyordu.
1915 yılında tefrika edilen Kadınlar Ülkesi, kitap formunda basılmak için 65 yıl beklemek zorunda kaldı.