Kadınların Geçiş Yaralarından Medeni Kanun’a Bakmak

Batılı yasaların köksüz olduğuna, Medeni Kanun’un bu topluma yabancı olduğuna, İstanbul Sözleşmesi’nin yerli olmadığına dair kurulan o anlatı, henüz en başından çatlamaya mahkumdur.

Kadınlar, Hukuku Nasıl Hayatta Kalma Stratejilerine Dönüştürdüler? 16. Yüzyıldan Bugüne Şikâyet Defterlerinde Kadınlar

Bugün Medeni Kanun’u, tekil bir perspektiften, sadece çokeşlilik ve nafaka meselesiyle tartışıyoruz. Tartışmayı yürütürken, siyasal iktidarın kültürel kodlarının sesini çok sık duyuyor, medeni hakların bu toplumun kadınları için fazla ve bol olduğuna dair eksik ve yanlış anlatıya maruz kalıyoruz. Halbuki bakmamız gereken yer, bu hakları kazandığımız kadın mücadelesi olduğu kadar, bu hakların hiçbiri kayıt altında değilken ve devlet bütün kurum, kuruluş ve görevlileriyle kadınların üstüne gelirken dahi kadınların aynı haklar için verdikleri tekil mücadeleler.

“Anne, Biz Niye Tutuklandık?”: Senin Olmayan Acılar, Sana Ne Yapıyor?

Çocuklarıyla cezaevine giren kadınlar ve çocukları ne yaşıyor?

Hukukun Fazlalık Payı Nereye Sığar?

Devletin nasıl ki nefret suçunu cezasız bırakmamak gibi bir pozitif yükümlülüğü varsa, nefret söyleminin kamusallaşmasını engellemek gibi bir negatif yükümlülüğü de var.

Pin It on Pinterest