Tarımda kullanılan zehirlerin, neden kadınları daha çok etkilediğini, yayımladıkları “Pestisit Atlası” bağlamında, Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği Program Koordinatörü Yonca Verdioğlu ile konuştuk.

MEYDAN

Pestisitler Neden Kadınları Daha Çok Zehirliyor?

Tarımda kullanılan zehirlerin, neden kadınları daha çok etkilediğini, yayımladıkları “Pestisit Atlası” bağlamında, Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği Program Koordinatörü Yonca Verdioğlu ile konuştuk.

 

 

Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği, Berlin Merkez ofisi ile Almanya Çevre ve Doğayı Koruma Birliği Pestisit Eylem Ağı ve Le Monde Diplomatique ile birlikte çıkardığı “Pestisit Atlası” bugün (11 Ekim) Postane Galata’da düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu.

 

Atlas’ın içinde yer alan 26 başlığa değinen Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği Program Koordinatörü Yonca Verdioğlu, Atlas ile pestisite (tarımda kullanılan zehir) yönelik farkındalık oluşturmayı hedeflediklerini belirtti. Pestisit Atlası’nın Türkiye ayağını ele alan Gıda Mühendisi Dr. Bülent Şık ise pestisitlerin sağlığa ve ekosisteme etkilerinin uzun zamandır bilinmesine rağmen tüm dünyada kullanımının artış gösterdiğine dikkat çekti. Şık, tarımda kullanılan zehirlerden en fazla kadınların ve çocukların etkilendiğini belirtti:

 

“Kadınlar daha yüksek vücut yağ oranına sahip oldukları için biyolojik olarak yağ dokusunda birikebilen kirleticileri depolama olasılıkları daha yüksek. Kadınlar, daha yüksek bir hormona duyarlı doku düzeyine sahip.

 

“Bu da onları, özellikle hormonal olarak aktif veya endokrin sistemini bozduğu bilinen pestisitlere karşı daha savunmasız hale getiriyor. Meme kanseri ile meme kanserojenleri ve tümör destekleyicisi olarak işlev gören bazı pestisitler arasında bir bağlantı olduğu genel kabul görmüş durumda.”

 

Biyolojik özellikleri dışında bir de elbette kadınları pestisitlerin etkisine daha açık hale getiren toplumsal cinsiyet mekanizmalarının işleyişi var.

 

Bülent Şık ve Yonca Verdioğlu. Fotoğraf: Tuğçe Yılmaz

 

Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği Program Koordinatörü Yonca Verdioğlu ise, tarımda kullanılan zehirlerin neden kadınları daha fazla etkilediğini 5Harfliler’e şöyle anlattı:

 

“Pestisit Atlası’nda yer verdiğimiz bir araştırma var. Buna göre, Endonezya, Malezya ve Filipinler’de pestisit hazırlama, yükleme ve püskürtme işi yapan kadın plantasyon işçileri çoğunlukla Yüksek Riskli Pestisitlere (YRP’ler) maruz kalıyor. İşverenler genellikle kadınlara kişisel koruyucu ekipman (KKE) vermiyor. Kadınlar bu nedenle yüzlerine eşarp sarmak, maske yerine sutyen kullanmak gibi yöntemler geliştiriyorlar. Ve bu durum tabii ki onları risklere daha açık hale getiriyor.

 

“Olay yine kimin fırsatlara daha kolay eriştiği meselesinde kilitleniyor. Halihazırdaki toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin üzerine her gün yeni bir denklem ekleniyor.

 

“Pestisit özelindeki eşitsizliklere baktığımızda ise tarım sektöründe çalışan kadınların okur-yazarlık oranı, erkek işçilere kıyasla daha düşük. Yani baştan, tarımda kullanılan zehirleri nasıl kullanacaklarına dair yazılı talimatları okuyamayabiliyorlar. Okuduklarında da ellerinde yeterli koruyucu malzemeleri olmayabiliyor. Bunlara erişimleri erkekler kadar kolay olmuyor.

 

“Tarlalarda ekilen ekinin dışında, yabani otların yolunmasında, hasatta ve çiçekçilikte yoğun olarak kadınlar çalışıyor. Bu nedenle de kadınların pestisitlere denk gelmesi ve maruz kalması erkeklere oranla çok daha fazla.

 

 

“Şu da önemli bir detay elbette: Geleneksel cinsiyet rolleri nedeniyle, ilaçlama ekipmanlarını veya kocalarının pestisit bulaşmış kıyafetlerini yıkamak, pestisitleri depolamak veya pestisit kaplarını imha etmek gibi ev işlerini yapmak zorunda kalan kadınlar bu yolla da pestisitlere daha fazla maruz kalıyorlar. Atlas’ta yer alan bir araştırma, püskürtme tanklarını yıkamaktan kaynaklı pestisite maruz kalma vakalarında kızların sayısının erkeklere göre daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor.

 

“Araştırmalar dünyada her yıl 385 milyon kişinin pestisit zehirlenmesi yaşadığını söylüyor. Bu vakaların 11 bini ölümle sonuçlanıyor. Ancak kaçının kadın kaçının erkek olduğuna dair hiçbir veri yok. Hiç görülmeyen bir alan bu maalesef. Tam da bu nedenlerden dolayı kadınların pestisit maruziyetini önlemek için cinsiyet eşitliğinin acilen tesis edilmesi gerekiyor.”

 

 

Ana görsel: kaynak

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

MEYDAN

YDersim Yenigün Kadın Dayanışma Derneği ile söyleşi: Gerçekleşebilecek bir düş kuruyoruz
Dersim Yenigün Kadın Dayanışma Derneği ile söyleşi: Gerçekleşebilecek bir düş kuruyoruz

“Kendi yerelimizde yaşayan kadınların sorunları başta olmak üzere, cinsiyet eşitsizliğinin gündelik yaşamdaki tüm görünüşleriyle bir biçimde kavga halindeyiz.”

SANAT

Y“Kırılganlık güçtür, filmin kahramanlarından bunu öğrendim”
“Kırılganlık güçtür, filmin kahramanlarından bunu öğrendim”

"The Last Year of Darkness" (Karanlığın Son Yılı) belgeselinin yönetmeni Benjamin Mullinkosson ile belgeselin ortaya çıkışını, “Funkytown”ın ve müdavimi arkadaşlarının onun için önemini konuştuk.

MEYDAN

Y“Çocuğa yönelik cinsel istismar davalarının çoğu cezasızlık politikası ile örülüyor”
“Çocuğa yönelik cinsel istismar davalarının çoğu cezasızlık politikası ile örülüyor”

Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nin avukatı Burcu Uçuran, “G.U. vs TÜRKİYE” davasını ve derneğin bu dava üzerinden AİHM’e yaptığı başvuruyu anlattı.

MEYDAN

Y“Bayram Sokak, trans kadınların barınma ve hafıza mekânıdır, tarihimizdir.”
“Bayram Sokak, trans kadınların barınma ve hafıza mekânıdır, tarihimizdir.”

Bayram Sokak 12 Platformu, İstanbul Bayram Sokak’ta trans kadınların evlerinin mühürlenmesiyle ilgili İHD’de düzenledikleri basın açıklamasında, uygulamanın hukuksuzluğuna ve keyfiliğine dikkat çekti.

Bir de bunlar var

Pardon Abla!
İş kazası mı kaderden çıkar yoksa kader mi iş kazasından? 
Bir Saat 16 Dakika Uzunluğunda Bir Hakaret: Kedicik Belgeseli

Pin It on Pinterest