Zeynep Kayan’ın tekrar kavramı etrafında şekillenen "sandalye ile ikinci kez" başlıklı kişisel sergisi, sanatçının yakın zamanda Rijksakademie’deki misafir sanatçı programı sırasında ürettiği işlerini bir araya getiriyor. Sergide, sergiyle aynı adı taşıyan üç kanallı bir video yerleştirmesinin yanı sıra çamura bulanan iplerin tavandan sarkıtıldığı mekâna özgü bir yerleştirme, manipüle edilmiş veya prova görüntülerinden seçilmiş fotoğraf baskıları ve bir ilk olarak sanatçı tarafından kaleme alınmış bir şiir-hikâye yer alıyor. Bu yazıda, sergi vesilesiyle Kayan’ın sanat pratiğine ve son dönem üretimlerinde hareket ve performansın kazandığı yeni biçimlere eski ve yeni çalışmaları üzerinden bakmaya çalışacağım.

KÜLTÜR

Hareket ve durağanlık arasında: “sandalye’yle ikinci kez”

Ana Görsel: Zeynep Kayan, sandalye ile ikinci kez, 2023, 3 kanallı video

Zeynep Kayan’ın tekrar kavramı etrafında şekillenen “sandalye ile ikinci kez” başlıklı kişisel sergisi, sanatçının yakın zamanda Rijksakademie’deki misafir sanatçı programı sırasında ürettiği işlerini bir araya getiriyor. Sergide, sergiyle aynı adı taşıyan üç kanallı bir video yerleştirmesinin yanı sıra çamura bulanan iplerin tavandan sarkıtıldığı mekâna özgü bir yerleştirme, manipüle edilmiş veya prova görüntülerinden seçilmiş fotoğraf baskıları ve bir ilk olarak sanatçı tarafından kaleme alınmış bir şiir-hikâye yer alıyor. Bu yazıda, sergi vesilesiyle Kayan’ın sanat pratiğine ve son dönem üretimlerinde hareket ve performansın kazandığı yeni biçimlere eski ve yeni çalışmaları üzerinden bakmaya çalışacağım.

Zilberman’ın Mısır Apartmanı’ndaki ana sergi mekanında 7 Mart – 11 Mayıs 2024 tarihlerinde gerçekleşen “sandalye ile ikinci kez,” galerinin girişindeki nişte yer alan prova II isimli fotoğrafla açılıyor. Zeynep Kayan’ın sandalyeyi bir ip yardımıyla belirli bir mesafeden kendine doğru çektiği performansının final sekansını oluşturan bu fotoğraf, sanatçının sandalye imgesiyle kurduğu duygusal bağı hissettiriyor. Kayan’ın daha önce Amsterdam’daki stüdyosundan yaptığı sosyal medya paylaşımından bir cümle zihnimde dolanıyor böylece: “the way an object and I melted together (bir nesneyle benim iç içe geçişimiz).” Dizlerinin üzerine çökerek kendisini sandalyeyle göz hizasında konumlandırdığı performansı, bu cümlenin imlediği gibi bir nesneye yaklaşma ve iç içe geçme isteğini gösteriyor. Sergi alanındaki “mavi portreler” isimli Kayan’ın sandalyenin üzerine oturduğu otoportre serisinde ise, bu bütünleşme isteği pekiştirilircesine görüntü kasıtlı olarak bulanıklaştırılıyor ve nesne ile sanatçı arasındaki ayrım silikleşiyor. Zeynep Kayan, ilk dönem çalışmalarından itibaren kağıt, karton, makas, bardak, ayna gibi gündelik nesneleri fotoğraf ve video işlerinde oluşturduğu kompozisyonlara dahil ediyor ve onlarla etkileşim halinde performanslar yapıyor. Sandalye imgesiyle olan geçmişini ve bu imgenin çağrışımlarını da sergi alanındaki şiir-hikayeden takip ediyoruz.

 

Zeynep Kayan, sandalye ile ikinci kez, 2023. Fotoğraf kredisi: © Kayhan Kaygusuz. Zilberman’ın izniyle

 

Sanatçı ilk olarak 2022 yılında anneannesinden yadigâr eski ahşap sandalyeyi Ankara’daki stüdyosuna taşıyarak sandalyeyi kamera önünde iple çektiği videolar üretiyor. Bu süreçte ortaya çıkan “00’43″ ve “00’38″ isimli çalışmalar, aile yadigarıyla bir anı oluşturma isteğinin yanı sıra, bir nesneye verdiği devinimi ve bu devinimden doğan sesleri gözlemleme arzusunu yansıtıyor. İki videoda da çekme eylemi sonucu yere sürten sandalyenin çıkardığı ritmik olmayan sesler, birinin henüz kullanmayı bilmediği bir müzik aletiyle ilk denemelerini andırıyor. Hakim olmadığı bu enstrümanı titrek ve çekingen hareketlerle çekerken, sandalye de dağınık ve kontrolsüz sesler üretiyor. Sandalyeyle yine benzer bir ses denemesini, sanatçının Zilberman Berlin’de gerçekleşen “one one two one two three” (2022) isimli kişisel sergisinde gösterilen “ayna I” (2021) çalışmasından da tanıyoruz. Üzerine oturduğu sandalyeyi ileri geri hareket ettirerek sandalyeyle sesler üretirken bir yandan aynı performansın duvara yansıttığı eski bir kaydı ile de devinimini senkronize ediyor. Video boyunca sanatçının yalın bir hareketle tuttuğu ritim ve sesler üst üste binerek çok sesli bir yapı yaratıyor. Böylece sanatçı, işlerinde gündelik nesnelerin anlamlarını ve fonksiyonlarını değiştirerek onlarla üretebileceği jest, hareket ve seslerin potansiyellerini inceliyor.

 

Zeynep Kayan, one one two one two three serisinden: ayna I, 2021, video

 

 

“sandalyeyle ikinci kez” sergisindeki üç kanallı video yerleştirmesinde iki görüntüde çekme hareketiyle sallanan ve gerilen ip, üçüncüsünde ise ipi usulca çeken Zeynep Kayan’ı görüyoruz. Ancak birbirini tamamlayacak şekilde yerleştirilen bu üç videoda sandalyenin kendisi neredeyse görülmüyor, dolayısıyla odağımız bütünüyle hareketin kendisinde. Ankara’daki stüdyosunda başladığı denemelere Amsterdam’da daha az tanıdık bir sandalyeyle devam eden Kayan, Rijksakademie’deki misafir sanatçı programının tanıdığı stüdyo imkanlarında daha geniş bir alanda sandalyeyi çeşitli şekillerde çekme imkanı buluyor. Bu süreç içinde harekette uzmanlaşana ve çıkan sesi kontrol edebilir hale gelene kadar çeşitli günlerde toplam 128 kez sandalyeyi çekiyor. Tekrar, Zeynep Kayan’ın çalışmalarında bir konu olmanın ötesinde üretim sürecini belirleyen bir teknik ve araştırma metodu. Tekrarın kendisi, harekete hakimiyet kazandırmasının dışında alelade gözüken gündelik jestlerin üzerine düşünebilmek için de bir alan yaratıyor. Ayrıca sanatçı, başlı başına bir keşif ve deney alanına dönüşen süreci ve her bir çekme performansını yer, süre, sandalyenin üzerine başka bir nesne olup olmaması gibi bilgileri de içerecek şekilde defterine kaydediyor. Süreçten çeşitli prova aşamalarını ve sanatçının fikir izleğini oluşturan görselleri de video yerleştirmesiyle birlikte sergi alanında sergiliyor.

 

Zeynep Kayan, 00’43 ve 00’38, 2022, video

 

Çalışmalarında her zaman performatif unsurlar barındıran Zeynep Kayan’ın, bu süreçle birlikte performansa yeni bir bakış ve farkındalıkla yaklaştığını söylemek mümkün. Bu farkındalık aynı zamanda kameranın ve izleyicinin konumunu da dönüştürüyor. “Geçici Aynılık” (2019) sergisinden itibaren kameraya dönük şekilde gerçekleşen performanslarında, kamera bir ayna görevi üstlenerek bilinçli ya da rastlantısal olarak geliştirdiği hareket ve jestlerini izlediği bir mercek haline geliyor. Kimi işlerinde elinde tuttuğu ayna, kameranın bu görevini güçlendirerek hareketi gözlemleyebileceği yeni perspektifler oluşturuyor. Sandalyeyi Ankara’da ilk defa çektiği ve küçük stüdyo alanının koşullarıyla şekillenen “00’43″ ve “00’38″ isimli video çalışmalarında kamera, hareketin tamamını izleyemeyeceğimiz biçimde kapı eşiği ya da sandalyenin arkası gibi yerlere yerleştirilmiş. Kameraya özel birer performans olarak gerçekleşen bu videoları izlerken, sanatçının çalışma ve deney alanını görme imkanı bulmuş gizli bir tanıklık hissi yaşıyoruz. Oysa “sandalye ile ikinci kez” video yerleştirmesiyle birlikte eylemini çok daha geniş bir alana taşıyarak, kameraya performansın seyircisi rolünü yüklüyor. Amsterdam’daki program süresinde performansı canlı olarak da gerçekleştirmesinin kamerayla kurulan bu ilişkideki dönüşüme vesile olmuş olabileceğini  düşünebiliriz.

 

Zeynep Kayan, one one two one two three serisinden: bardak, 2021, video

 

Zeynep Kayan’ın çalışmalarında hareket ve jestin kaynağını belirlemek ise oldukça güç. “Geçici Aynılık” (2019) ve “one one two one two three” (2022) sergilerindeki videolar, sıradan olarak nitelendirebileceğimiz, akıştan koparılmış tek bir hareketin deneme yanılma yöntemiyle tekrar tekrar üretilmesini içeriyor. Bardaktan kaba su boşaltmak (“bardak, 2021″) ya da beyaz kağıdı boydan boya makasla kesmek (“makas, 2019″) gibi basit eylemlerde hareket tekrar ile birlikte çoğalıyor ve anlamını kaybediyor ya da yeni anlamlar buluyor. Sezgisel olarak ortaya çıkan bu jest ve hareketler, kurgulanan sahneler olmalarının yanı sıra kurgunun ötesine geçerek harekete ve sese dair tesadüfi keşif imkanları sağlıyorlar. “sandalyeyle ikinci kez” yerleştirmesinde ise bu keşif, sandalyeyi devirmeden çekebildiği ve çıkan sesi kontrol edebildiği bir yavaşlığı yakalamaya dair. İzleyici ipin belli belirsiz hareketini takip edip görmediğimiz bir sandalyenin ilerleyişini hayal ederken Zeynep Kayan yavaşça çektiği sandalyeyle, hareket ve durağanlık arasında belirsiz anlar yaratıyor. Yerleştirmenin bütünün bu zıtlığın yarattığı gerilimden beslendiğini düşünmek mümkün. Bir hareket ispatı olan çekme eylemi ile çamura batırılarak sabitlenmiş tavandan sarkan ipler birbirine tezat oluşturuyor. Böylece Zeynep Kayan’ın eylemi gerçekleştiren performansçı ve anı yakalayan fotoğrafçı içgüdülerinin birlikteliğini izliyoruz adeta. Tekrarlanan çekme eylemi aracılıyla sanatçının devinimde kazandığı hakimiyet ve uzmanlaşma, hareket ve durağanlık, yenileme ve değişim gibi birbirine karşıt konumlandırdığımız kavramlar üzerine bir düşünme alanı açıyor.

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

SANAT

YVenüs Yörüngesinde: Kibele Yarman’ın Kolajları
Venüs Yörüngesinde: Kibele Yarman’ın Kolajları

Kibele Yarman bir hikâye anlatıcısı edasıyla farklı görselleri bir araya getirip onları yapıştırarak ve dikerek birbirine işliyor. Bütünü parçalara ayırıp, o parçalardan yeni bir bütün oluştururken yaptığı oyuncu hamleler göz yanılsamalarına, beklenmedik eşleşmelere ve hayal gücüne alan açıyor.

SANAT

YGood Deed Bad Deed: Fotoğrafçılar İçin Bir Kutu Oyunu
Good Deed Bad Deed: Fotoğrafçılar İçin Bir Kutu Oyunu

Oyun süresince oyuncular, sanatsal üretim süreçleri boyunca karşılaşabilecekleri etik ikilemlerle ilgili sorular üzerine düşünüyorlar.

SANAT

Y“İrem”: Bakmanın ve Bakılmanın İfşası
“İrem”: Bakmanın ve Bakılmanın İfşası

Eylül Çekiç, Mamut Art Project'te sergilenen "İrem" isimli video çalışmasını ve sanat pratiğini anlatıyor.

Bir de bunlar var

Dudak Çatlamasına Bir Çözüm: Memişten Al Haberi
Sibel Can’la Hakan Ural’ın Aşırı Diksiyonlu Evliliği
Laverne Cox, “Bana Caitlyn deyin” Vanity Fair kapağı üzerine

Pin It on Pinterest