Barbie bebekler üç yeni vücut tipi ve yedi farklı ten rengiyle “çeşitliliğe” kucak açtı.

KÜLTÜR

Değişen Vücut Ölçüleriyle Yeni Barbie

“Artık vücudumdan söz etmeyi bırakabilir miyiz?” TIME dergisinin kapağındaki çıkık kalçalı ve hafif göbekli yeni Barbie böyle buyurdu. 1959’da piyasaya çıktığından bu yana cinsiyet rollerini keskinleştiren, kusursuz güzellik anlayışını dayatan, zayıflık takıntısını körükleyen Barbie, hayatında temiz bir sayfa açmaya karar vermiş gibi görünüyor. Bu temiz sayfaya, düşen satışları canlandırmak için icat edilen pazarlama stratejisinin kurallarını da eklemeden olmaz tabii. Hele de TIME, Barbie satışlarının 2012-14 arasında yüzde 20 oranında düştüğünü açıklamışken.

 

TIME

 

Hazır “body positivity” (kabaca, vücudunla barışık olmak diyelim) furyası ortalığı etkisi altına almışken, meslek hanesinde ünlü yazan Kim Kardashian kalçalarıyla yeni bir kadın modeli yaratıp bundan tonlarca para kazanırken, Gigi Hadid gibi modeller “kıvrımlı” hatların da podyumda yeri olduğunu göstermeye çalışırken ve takvimleriyle yıllardır kadınları fetişleştiren Pirelli bile 2016 takviminde “normal” kadınları öne çıkarmışken zamanlama manidar. Ne olursa olsun, 1963’te “Nasıl Kilo Kaybetmeli?” adlı diyet kitabıyla birlikte piyasaya sürülmüş bir bebekten bahsettiğimizi aklımızın bir köşesinde tutalım.

 

Barbie’nin yeni serisi “Fashionistas” adını taşıyor. Popüler kültür soslu moda çılgınlığıyla kendinden geçen kitleleri tüketime itmek için akıllıca seçilmiş bir isim. Ne de olsa Barbie, kız çocuklarının belleklerine pembe sevgisi, çeşit çeşit giysisi ve incecik fiziğiyle kazındı. Barbie’nin yeni vücut tipleri, güzellik algısını bir anda formatlayacak mı? İçi boş kusursuzluk arayışını sonlandıracak mı? Hiç sanmıyorum. Kadın hakları savunucuları yıllardır Barbie’nin kötü bir rol model olduğunu üstüne basa basa anlatırken kulaklarını tıkayanlar yeni seriye alkış mı tutacak? Serinin pazarlama taktiği de adeta feministlere dikleniyor. “Yıllarca beni yerden yere vurdunuz ama bakın ben de zamanın ruhunu yakaladım. Vücut ölçülerimle ilgili eleştirileriniz artık bana işlemez” diyor sanki. Oysa feminizmin artan popülaritesinden pay kapma telaşında olduğu ortada. Amaç, küçük kızların zihnine işlenen dar kalıplı kadın ideallerini yıkmak değil, sadece kasaya daha fazla para girmesini sağlamak.

 

Bu aslında Barbie’nin üreticisi Mattel’in feminizmle ilk yakınlaşması değil. Geçtiğimiz yıl reklam kampanyasında, “Kızlar her şey olabileceklerini hayal etme özgürlüğüne sahip olsaydı ne olurdu?” diye sormuşlardı. ‘Her şey’den kasıt, istedikleri mesleği seçebilme özgürlüğü. 2010’da Random House tarafından yayınlanan ve 2014’te piyasaya sürdükleri bilgisayar mühendisi Barbie’nin kutusundan da çıkan kitapçıkta, “Ben sadece tasarım fikirlerini oluşturuyorum. İşi tamamlamak için Brian ve Steven’ın yardımına ihtiyacım olacak” yazdığını ne çabuk unuttular? Barbie söz konusu olduğunda cinsiyet eşitliği yanılsaması da bir yere kadar sürdürülebiliyor. Mühendis olabilir ama bir meslekte erkekler kadar yetkin olması beklenemez!

 

Susan Sontag, kız çocuklarının küçük yaşlardan itibaren patolojik denecek kadar abartılı bir şekilde dış görünüşlerini önemseyecek şekilde eğitildiklerini ve kendilerini fiziksel olarak çekici objelere dönüştürdüklerini söylemişti. Bol bol pembeyle, sakarin tatlılığının karıştırılmasıyla elde edilen Barbie usulü kadın modeli, çocukların bu eğitiminde ciddi bir rol oynuyor. Yeni serideki bebeklere, yetişkinlerin gardıroplarındaki son moda kıyafetlerin prototiplerinin giydirilmesiyle, çocuklara büyüdüklerinde kıyafet tüketim çarkının içinde dönüp duracak olmanın “cazibesi” pazarlanmış oluyor. “İleride mazallah balıketi olursan vücuduna uygun kıyafetler bulursun, korkma” demeye getiriyor Barbie’nin üreticileri. Zaten serinin ismi de kadınların en mühim meşgalesinin moda olduğu mesajını taşıyor.

 

Aslında Barbie, toplumların her yanına sinmiş olan, kadını dişiliğinden ibaret sayan zihniyetin bir temsilcisi sadece. Özünden ve ruhundan gittikçe koparak dışsal bezemelerle günlerini dolduran insanoğlunun yarattığı oyuncak bebek işte.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

MEYDAN

YKorona Günlerinde Dört Duvar Arasında
Korona Günlerinde Dört Duvar Arasında

Koronavirüsten korunmak için evden çalışma imkânı olanlar hanelerine çekilince halihazırdaki toplumsal cinsiyet eşitsizliklerin daha da derinleşmesi kaçınılmaz hale geldi.

KÜLTÜR

YBir garip güzellik ritüelinin düşündürdükleri
Bir garip güzellik ritüelinin düşündürdükleri

2017’de estetik cerrahlara başvuran hastalardan %55’i selfie’lerde daha iyi görünme talebiyle operasyon istedi.

KÜLTÜR

Y“Bizim buralarda bekâr olmaz, buralar hep aile yeri”
“Bizim buralarda bekâr olmaz, buralar hep aile yeri”

KONDA anketinde bekâr olarak ilişkide olmak %85 oranında günah, %90 oranında ayıp!

Bir de bunlar var

Annelik, Hayat Devam Ederken Kaygısız ve Öylesine
Jeremy Irons’ın Kafası Atmış
Öteki Cinsiyetler: Bertrand Mandico’nun Vahşi Oğlanları

Pin It on Pinterest