RAWSA'yı inşa etmenin önce kürtaj hakkında konuşmak için güvenli bir alan yaratmamıza yardımcı olacağını düşündük ama aynı zamanda seks hakkında da konuşabiliriz. İstediğimiz bu: Konuşmak için güvenli bir alan yaratmak.

MEYDAN

Kürtajı Konuşabilmek İçin Güvenli Alanlar İnşa Etmek: RAWSA MENA AĞI

RAWSA MENA Ağı Proje Yöneticisi Dr. Selma Hajri ile Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da cinsel ve üreme sağlığı hakları ve medikal kürtajın geleceği hakkında konuştuk. Bu röportaj Efekan Sadak tarafından İngilizce olarak Women on Web için gerçekleştirilmiştir ve yine Sadak tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir.

 

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Üreme hakları ve özellikle de güvenli kürtaja erişim hakkı konusunda çalışmaya nasıl başladınız?

 

İsmim Selma Hajri ve Tunuslu bir doktorum [endokrinolog]. Çalışmayı ve endokrinoloji alanında sağlık hizmeti vermeyi sürdürüyorum. Uzmanlığımı aldığım sırada yardımcı araştırmacıydım ve Tunus’taki Aile Planlaması Araştırma Merkezi’nde eğitim almaya başlamıştım. Yaklaşık 5-6 yılımı aile planlaması yöntemleri, aile planlamasına giriş ve hormonal kontraseptif yöntemler üzerine çalışarak geçirdim. Doksanların sonundaysa ilaçlarla gerçekleşen medikal kürtajı tanıtmaya başladım. Tunus’ta isteğe bağlı kürtajın yasal olması sebebiyle medikal kürtajı getirmenin gerçekten ilginç olacağını düşündüm. Bu, Tunus’tan farklı olarak kürtaj konusunda kısıtlayıcı yasaları olan Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki (MENA) ülkeler içinse gerçekten zor. “Kürtaj Tunus’ta gerçekten ucuz, ulaşılabilir ve yasal” dediğimde kimse bana inanmamıştı.

 

Sonunda, 1997’de, başarıyla gerçekleşen ilk denemeyle birlikte medikal kürtajla ilgili ilk çalışmaları da tanıtmayı başardım. Bu dönemden beri medikal kürtajla son derece ilgiliyim. Bu gerçekten öncü bir deneyimdi çünkü bölgede bunu kimse yapmamıştı ve medikal kürtaj bölgedeki diğer ülkelerde ve hatta Avrupa’daki bazı ülkelerde bile başlamamıştı. Bu nedenle konuya daha fazla dahil olmaya başladım ve kürtaja erişimin önündeki tüm engellerle yüzleşmek zorunda kaldım. Ne kadar çok kadının erişim engeliyle karşılaştığını fark ettim. Güvenli kürtaja erişimi savunmaya ve özel olarak da Tunus’ta güvenli kürtaja erişimin savunuculuğunu yapmaya başladım. Bu aşamada güvenli kürtaj için çeşitli eğitim gruplarına dahil olmaya ve ayrıca bu konuya yönelik tutumun dönüşmesi için çalışmalara başladım. Güvenli kürtajı savunan uluslararası örgütlere ve gruplara katıldım. Son olarak, Tunus Devrimi’nden (Yasemin Devrimi) sonra, Tunus’ta TAWHIDA BEN CHEIKH adında yeni bir sivil toplum örgütü oluşturduk. O zaman kurucu başkandım, şimdi genel sekreterim. Cinsel sağlık ve üreme sağlığı ile haklar ve hizmetlere erişimin farklı yönleriyle ilgili çalışmalara başladık. Sadece kürtaj konusunda değil, aynı zamanda doğum kontrolü, cinsel eğitim, bilgilendirme ve duyarlılık konularında da. Yakın zamanda (2018-2019) gençlerin cinsel sağlık konusundaki bilgilerini anlamak için bir anket ve onların üreme ile cinsel sağlık hizmetlerine erişiminin önündeki engeller üzerine bir araştırma yaptık. Bu 10 yıl boyunca, tüm açılardan cinsel ve üreme sağlığı haklarının savunuculuğunu üstlendik, eğitimler geliştirdik, tüm feminist sivil toplum örgütleriyle yeni ortaklıklar geliştirdik.

 

Son yıllarda muhafazakâr ve İslam ülkelerinde, özellikle de MENA bölgesinde cinsel ve üreme sağlığı üzerindeki engeller hakkında düşünmeye başladım. Tunus’ta özellikle kürtaja olmak üzere çeşitli hizmetlere erişim hususunda yeni engellerle karşılaştık.Kürtaj Tunus’ta1974’ten beri gerçekleşiyor, yeni engelleri anlamak gerçekten zordu. Bu sorunun sadece Tunus’un sorunu olmadığını, aslında bölgenin sorunu olduğunu düşünmeye başladım. Eğer yasal ve erişilebilir kürtaj varsa, neden bölgedeki diğer ülkelerle aynı engellere, aynı damgalamaya, hizmet sağlayıcıların takındığı aynı olumsuz tutumuna sahibiz? Durumu anlamak, belirli aktif destek stratejileri geliştirmeye çalışmak ve bölge hakkında düşünmek için bu yeni ağı (RAWSA MENA Network) kurmaya başladık. Son 2 yıldır bu ağı kurmak için bağlantılar geliştiriyoruz.

 

Genelden özele giderek başlayalım: Önce genel olarak Ortadoğu’da, sonra da özel olarak Tunus’ta kürtaja erişim hakkında konuşalım. Ayrıca bize RAWSA’nın ne olduğunu söyler misiniz?

 

Bölgedeki yasal kürtajın durumunda son 15 yılda hiçbir şey değişmedi. Tunus ve Türkiye, kürtajın yasal tayin edildiği yegâne ülkeler. Tunus’ta gebeliğin ilk üç ayına kadar isteğe bağlı kürtaj yasal ve evli veya bekâr her kadın için bu geçerli; Tunus’ta eş izni aranmıyor. Tunus’ta dikkat çeken bir diğer nokta da yasal/resmî yapıların olması. Ulusal Aile ve Nüfus Örgütü (ONFP) tamamen aile planlaması hizmetlerine adanmış durumda ve uğraşları doğum kontrol yöntemlerini, (cerrahi ve medikal) kürtajı, cinsel enfeksiyon tedavilerini, bilgilendirmeyi, gençlerin cinsellik konusunda daha iyi bilgi sahibi olmaları için eğitilmelerini ve rahim ve göğüs gibi jinekolojik kanserlerin önlemesini de içeriyor. Bu, 1973’ten beri mevcut ve hizmetler tüm kadınlar için ücretsiz. Türkiye’de hamileliğin 10. haftasına kadar kürtaja izin verildiğini biliyorum. Medikal kürtajınsa en iyi şekilde mevcut olmadığını biliyorum ne yazık ki. Maliyetini ve ücretsiz olup olmadığını bilmiyorum. İki ülkede durum bu şekilde, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki diğer tüm ülkelerdeyse kürtaj yasadışı. Bunu söylemekte yarar görüyorum: Kürtaj, kadınların hayatlarını tehlikeye atan durumlarda bile, ülkelerin %50’sinde tamamen yasadışı. Bu kabul edilemez bir durum.

 

Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da kürtajı destekleyemeyeceğiniz gibi bunun hakkında konuşamazsınız bile! Kimi ülkeler kürtaj hakkında konuşmayı ve kürtajı savunmayı dahi cezalandırıyor. Bu durum risk almayı göze alan aktivistleri bulmayı da oldukça zorlaştırıyor. Bu gerçekten büyük bir problem. İkinci husus, medikal yöntemle kürtaj yasal olsa bile özel kliniklerde bu hizmet mevcut değil. Bu da durumu tam olarak bilemeyeceğimiz ve Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki durumu karşılaştıramayacağımız anlamına geliyor. Aynı şekilde Afrika’da ya da ölüm oranının çok yüksek olduğunu bildiğimiz Asya’daki bazı ülkelerde de değerlendirme yapamıyoruz.

 

Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da hiçbir şey bilmiyoruz, kadınların güvenli olmayan kürtajdan ölüp ölmediğini bilmiyoruz. Ölüm oranlarına sahip olsak da güvenli olmayan kürtajla ilişkilendirebileceğimiz herhangi bir veriye sahip değiliz.Bu muhtemelen herkesin bahsettiği bir şey olsa da ortada bilimsel bir kanıt yok. Kürtajın doktorlar tarafından gerçekleştiriliyorsa güvenli bir şekilde yapıldığı biliniyor ama kadınların para ödemesi ve sessiz kalmaları gerekiyor, kimse bundan bahsetmiyor. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da kürtajın bağlamı budur. İşaret etmek istediğim bir nokta da kürtajın cinsel ilişkinizin bir kanıtı olması. Bu, çoğunlukla evli olmayan kadınlar için kabul edilemez bir durum, hakkında konuşamazsın. Bu utanç olarak görülüyor ve kadınlar cinsel ilişkilerinden söz edemiyorlar. Bu nedenle bölgede ilerleme yok diyebiliriz.

 

Afrika’da kürtaj konusunda diyaloglarını değiştiren birçok ülkede önemli ilerlemeler olduğunu biliyoruz. Dinin güçlü olduğu ama cinsel ilişkinin kabul edildiği Latin Amerika’da da büyük ilerleme var. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki sorunumuz evlilikdışı cinsel ilişkinin kabul edilmemesi. Bu konuda ne düşünebilir, ne de fikir belirtebilirsiniz.

 

Bu nedenle, RAWSA’yı inşa etmenin önce kürtaj hakkında konuşmak için güvenli bir alan yaratmamıza yardımcı olacağını düşündük ama aynı zamanda seks hakkında da konuşabiliriz. İstediğimiz bu: Konuşmak için güvenli bir alan yaratmak. İkinci olaraksa aktivistlere ulaşmak. Onlara güvenli kürtaj ve ayrıca bu konuyu nasıl tartışacakları, savunacakları ve ülkelerinde olup bitenleri nasıl anlayacakları konusunda maksimum bilgi vermeye çalışmak. Hikâye toplamaya, tanıklık toplamaya, toplayabildiğimiz her türlü veriyi toplamaya çalışıyoruz. Bir ağ ve platform oluşturmaya yönelik çabalarımız, her zaman tüm belgelere üç dilde sahip olmaya odaklanıyor. Belgelerin herdaim Arapça, İngilizce ve ayrıca Fransızca olmasına özen gösteriyoruz. RAWSA gerçekten zor bir durumda inşa edildi çünkü üzerinde çalışmaya Covid-19 döneminde, pandemiden 6 ay önce başladık. Her şey şu anda web sitesinde, web seminerlerinde, çevrimiçi toplantılarda ilerliyor ve çıkarımları ve coşkuyu sürdürmek kolay değil. Çok zor ama çabalıyoruz. Ayrıca, savunuculuk stratejileri hakkında daha iyi bilgi sahibi olmak için eğitim geliştirmeye çalışıyoruz. Herdaim bizim tarafımızdan neler yapılabileceğini düşünmeye çalışıyoruz. RAWSA bir bebek gibi, büyüdüğünü görüyoruz ve onu eğitmeye çalışıyoruz. İyi bir stratejik plan geliştirmeye ve ağa daha fazla görünürlük kazandırmaya çalışıyoruz.

 

RAWSA’nın eylem planından bahsedebilir miyiz, geçmişte ne yaptınız? Mevcut eylemleriniz nelerdir? Ve son olarak, gelecek için planlarınız nelerdir? RAWSA’dan ne beklemeliyiz?

 

Öncelikle odak noktaları aracılığıyla yerel olarak neye sahip olduğumuzu belirlemeliydik. Farklı ülkelerde, onları temsil eden odak noktaları belirledik. Tunus, Fas, Cezayir, Filistin, Lübnan, Ürdün, Mısır, Umman, Libya, Irak, Suriye ve Türkiye’yi kapsayan odak noktalarımız var. Tunus’ta bir koordinasyon ekibimiz var, ağın yöneticisi benim. Odak noktaları ve koordinasyon ekibi arasında temas kurmaya çalışıyoruz. Belirli hedefleri odağımıza alarak düzenli toplantılar gerçekleştiriyoruz. Bu hedefler öncelikle bölgedeki organizasyonların ve faaliyetlerin oldukça kapsamlı ve geniş bir haritası, ardından da bir web sitesi oluşturmak. İnternet sitesi için zorluk, onu çok güvenli hale getirmekti. RAWSA’nın internet sitesi açık değil, kapalı bir site. İnternet sitesindeki tüm belgelere ulaşmak için üye olmanız gerekli. Böyle bir yapıyı gerçekleştirmek kolay değil. Hâlâ yavaş ilerliyoruz ama artık çeşitliliği bol bir dökümantasyon gerçekleştiriyoruz (kürtaj üzerine sunumlar, mini videolar vb.). Bunlar ana hedefler, ancak başka hedeflerimiz de var. Örneğin, aktif destek, savunuculuk eğitimini ve buna ilişkin bilgileri geliştirmek. Gazetecilere ve medyaya yönelik çevrimiçi seminerler gerçekleştirdik, medyayla verimli bir ilişki kurmanın gerçekten önemli olduğu açıktı. 

 

İknaya yarayacak kilit bilgi nedir ve bu bilgi medya aracılığıyla nasıl yayılabilir? Gazeteciler için üç çevrimiçi seminer gerçekleştirdik ve bunlardan ikisi medya konferansıydı. Ayrıca, güvenli kürtaj savunuculuğu konusuna destek verenler için yıllık çevrimiçi seminerler ve eğitimler düzenlemeyi amaçlıyoruz. Hak savunucularına ve sağlık hizmeti verenlere yönelik bir eğitim dönemini yeni bitirdik. Eğitim, kürtaj ve konuya yönelik tutumun dönüşümünü içeren çalışmalar (VCAT) ile bölge için iyi bir aktif destek planı geliştirmek üzerineydi.

 

Şimdi eylem planımızı daha da derinleştirmemiz gerekiyor. Daha az Tunus merkezli olmalıyız ve bölgedeki diğer ülkelerden de insanları bu oluşuma dahil etmeliyiz. Onlara kendi bölgelerinde savunuculuk yapmaları için daha fazla sorumluluk vermeliyiz. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da güvenli kürtaj hakkında konuşmak, güvenli kürtaj sürecini daha verimli bir şekilde savunmak adına RAWSA için bir uzman kurulu geliştirmeye başlıyoruz (bu sahiden de yeni). Tunus gerçekten diğer ülkelerden farklı. Güvenli kürtajın kültürel bağlamıyla ilgili olarak birçok farklılık mevcut. Aynı şekilde, Türkiye’yi de bölgedeki diğer ülkelerden ayrı kılan farklı bir tarihsel bir bağlam var. Tunus için fark ettiğimiz şey, cinsel ve üreme haklarını savunan Tunusluların daha az radikal olmaları, durumu sürdürmeleri ve kadın haklarını geliştirmeye çalışmaları gerektiği. Bu, diğer ülkelerden öğrendiğimiz derstir, gerçekten dikkatli olmalıyız. Tunus bazı açılardan bölgedeki diğer ülkelere örnek olabilir.

 

Tunus’tan biraz daha bahsedebilir miyiz? Tunus’ta güvenli kürtaja erişimde mevcut durum ne?

 

Tunus’ta yasal kürtaj, 1965’ten -bağımsızlıktan birkaç yıl sonrası- beri kontrollü olarak, 1974’ten beri de talep üzerine gerçekleşmektedir Kürtaj iki nedenden ötürü yasallaştırılmıştır: cumhurbaşkanı ve hükümetin kadınlara daha fazla hak ve daha fazla bağımsızlık verme isteği ile 90’lara kadar süren natalist bir siyasi stratejinin sonucu olarak. Kürtaja erişim kolay ve ücretsizdi. Siyasi iradenin 90’lı yılların sonuna kadar çok güçlü olması nedeniyle kürtajın yasallaştırılması MENA bölgesindeki modern bir ülke olarak Tunus’un gözle görülür başarılardan biriydi ve her zaman da teşvik edildi. Kürtaj hizmetinde herhangi bir zorluk yaşanmadı.

 

11 Eylül’den sonra, Libya ve diğer Arap ülkelerinin Arap ülkeleri için dini kimlik geliştirmeye başlamasıyla, işler değişmeye başladı. Ülkeleri dindar bir bağlama oturtmak için strateji oluşturmaları gerekiyordu. Muhafazakâr nüfus 2004-2005’ten beri artmaktaydı. 2008’de ebeler ve sağlık hizmeti verenler kürtajı haram görüp reddetmeye başladıklarında bir şeyler yapmamız gerektiğini söyleyenlerden biriydim. Kadınlar, özellikle de doğum kontrolü isteyen veya kürtaj talebinde bulunan genç kadınlar, eleştirildi ve damgalandı. Engeller o zaman başladı ve kürtajın reddi devrimden önce başladı. Ancak devrimle birlikte, engelleri koruma ve aile planlamasına teşvik etme konusundaki siyasi irade tamamen ortadan kalktı. O zaman, aile planlamasının mali fonu önemli ölçüde azaldı. Daha az medikal kürtaj için pazarlık yapmak ve daha ucuz doğum kontrol yöntemlerini seçmek zorunda kaldılar. Bu nedenle, aile planlaması hizmetlerinde güçlü bir düşüş yaşadık. 2015 yılında, Tunus MICS (Çoklu Gösterge Kümesi Anketleri, UNICEF istatistikleri) çalışmaları doğurganlık haklarının da kürtaj ve doğum kontrolüne olan ihtiyacın da arttığını gösteriyor. Hizmetler gerçekten dramatik bir şekilde azaldı. Bu sadece ülkedeki muhafazakâr görüşle değil, aynı zamanda hükümetin hizmetleri hiç korumamasıyla da ilgili.

 

Tunus’ta kürtaj yaptırmak isteyen kadınlar için süreç nasıl?

 

Medikal kürtaj ile ilgili olarak kürtaj konusunda yasa değişmedi. Medikal kürtaj kanunla düzenlenmiyor, konuya ilişkin bir yönerge var. Tunus’ta medikal kürtaja merkezi eczane aracılığıyla izin verildiği yazıyor ancak kürtaj ilaçları eczanelerde dağıtılamaz. Teorik olarak aile planlaması klinikleri, hastaneler ve özel klinikler dağıtım için yetkilendirilmiştir. Uygulamadaysa medikal kürtaj ilaçlarını sağlayan tek klinik aile planlaması klinikleridir. Gebeliğin 9. haftasına kadar medikal kürtaj için çok iyi yapılandırılmış bir protokolleri bulunmaktadır. Bu protokolle ilgili birçok uluslararası yayınımız oldu. Protokol, Mifepriston ve Misoprostol kombinasyonunu içermektedir. Mifepriston her zaman klinikte verilir ve kadın eve iki hap Misoprostol ile gidebilir. Yaptığımız tüm araştırmalar 9. haftaya kadar %96-97 gibi gerçekten büyük olan bir başarı oranımız olduğunu gösteriyor. Gebelik ürününün dışarıya atılamaması durumunda ikinci dozu ekliyoruz. Kadınların medikal kürtajdan sonra kontrollere kolay kolay dönmediğini görüyoruz. Ama bir yere gitmediklerini, evde kaldıklarını da biliyoruz ve bunda bir sorun yok. Araştırmalar, kadınların yaklaşık %40’ının geri gelmediğini gösteriyor. Bu kadınlara gidip onlara ne olduğunu araştırmaya çalıştığımızda durumdan memnun olduklarını görüyoruz, gebelikleri sonlanmış oluyordu.. Tunus’ta cerrahi kürtaj çoğunlukla özel kliniklerde yapılıyor. Bazı hastanelerde medikal kürtaj seçeneği yoksa hastaneler kadınları medikal kürtaj yaptıracakları aile planlaması kliniklerine sevk ediyor. Kamuda kürtajın %90’ının medikal kürtajla yapıldığını düşünüyorum. Ama özel sektörde daha çok cerrahi kürtaj yapılıyor.

 

2004-2005 yıllarında Tunus’ta medikal kürtajı uygulamaya başladığımızda Tunuslu kadınlar medikal kürtaj yöntemine güvenmiyorlardı. Ancak yaygınlaşmaya başlayınca kadınlar ve sağlık hizmetini sağlayanlar bunun aslında tehlikeli bir yöntem olmadığını gördüler. Tehlikeli olduğu görüşü kürtaj sağlayıcılar tarafından yayılmıştı. Ancak kadınlar tehlikenin ne olduğunu görmüyorlar. Medikal kürtaj uygulanmaya başlandığında hizmet sağlayıcılar bunu yüksek kanama riski nedeniyle sıklıkla tehlikeli bir yöntem olarak görmekteydi. Ama bu tamamen gerçek dışı. Medikal kürtaj çok kolay ve çok güvenli bir yöntem. Tabii ki kadınlar kanama yaşıyorlar ama cerrahi kürtajda da kanama yaşanıyor. Sağlayıcılara yöntemin ne kadar kolay ve ne kadar güvenli olduğunu açıklamak eğitim sürecinin bir parçası olması gereken bir şey, böylece bunu kadınlara açıklayabilirler. Kadınların %0,5’inden daha azının ağır kanaması olduğunu ve yeterli tedaviyi almak için hastaneye gitmeleri gerektiğini biliyoruz. Yani, oran gerçekten az.

 

Kürtaja erişim açısından Türkiye ile Tunus’u karşılaştırdığımızda Türkiye hakkındaki izlenimleriniz nelerdir?

 

Bu alandaki deneyimime dayanarak bizimki gibi ülkeler için (Türkiye ve Tunus), Tunus’ta işe yarayan şey, maliyet açısından medikal kürtajı teşvik etmek. Ayrıca, medikal kürtajın doktorların uzmanlığına ihtiyaç duymadığı gerçeğini vurgulamak. Bu şekilde doktorlar ve jinekologlar hastalıklar, hamilelik ve benzerleri. için daha fazla zamana sahip olurlar. Medikal kürtajın maliyeti cerrahi prosedüre göre düşük. Ebeler ve hemşireler, eğitildiklerinde tamamen medikal kürtaj sağlayıcısı olabilirler. Medikal kürtajın güvenlw sağlanmasının kolay olduğu ve daha az ödeme yapılarak gerçekleşeceği gösterilmelidir. Ameliyathane, deneyimli doktor, malzeme ve benzeri gerektirmesi açısından cerrahi kürtaj daha maliyetlidir. Medikal kürtaj içinse bu tür şeylere ihtiyacınız yok. Medikal kürtajdan önce ultrason bazı özel durumlarda gereklidir ancak sonrasında mutlaka ultrason gerekmez. İkincisi, böylece doktorlara daha fazla zaman tanıyabiliriz. Karmaşık vakalar, cerrahi ve tıbbi işlemler için gerçekten zamana ihtiyaçları var ve kürtaj sürecini ebeler ve hemşirelerin ellerine bırakabilirler. Üçüncü nokta, medikal kürtaj, kadının mahremiyetini ve bütünlüğünü korur ve kadınlara kürtaj için karar verme ve süreci düzenleme imkânını verir. Ve şimdi, teletıp servisleri aracılığıyla kürtajın gerçekten yararlı ve gerçekten güvenli olduğu ortada, Covid-19 bunu gösterdi. Medikal kürtaj, Türkiye gibi gerçekten coğrafi olarak büyük ülkeler için teletıp servisleri aracılığıyla gerçekten iyi bir seçenek olacaktır ve bu ancak medikal kürtaj ile mümkün.

 

Medikal kürtaj ve teletıp servislerinin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

Bence medikal kürtajın geleceği, reçetesiz gerçekleşebilecek olmasında. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki varsayımlarım, oradaki hareketliliğin de dünyanın geri kalanına yakın olacağı yönünde. İlaçlar bir gün hazır olacak. Bugün değil, belki yarın da değil ama çok yakında. Kadınlar onları her zaman reçetesiz olarak – belki de karaborsada bulacak. Karaborsada ne olduğunu asla bilemeyiz ve umarım orada olmazlar da. Güvenli olmayan kürtajın ölüm oranlarında önemli bir rolü olduğu Latin Amerika’da görüldü. Latin Amerika’da Misoprostol – sadece Misoprostol – sağlanmasıyla birlikte kadınlar bazen tek başlarına bazen de çok az bilgiyle Misoprostol’ü reçetesiz alıyorlardı ve kan kaybediyorlardı. Bu da acil bir durumda hastaneye gitmelerini gerekiyor. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da da durum muhtemelen bu olacaktır. Zaten ilaçlar orada. Misoprostol var ve kullanılıyor. Yakında Mifepristone ve Misoprostol kombinasyonu bölgede olacak.

 

Bence aktivistler ve savunucular olarak yapmamız gereken, insanlara maksimum bilgiyi vermek: Bu ilaçların nasıl kullanılacağı, nasıl kontrol edileceği, nerede bulunacağı… Mesele, doktorlar ve hastanelerdense daha çok sivil toplum örgütlerinin elinde olmalı. Medikal kürtajla bu mümkün. Cerrahi olanlaysa mümkün değil. Biraz kışkırtıcı olduğunu biliyorum ve belki ha deyince de olmayacak ama yolda. Herkes akıllı telefon, internet kullanıyor. Women on Web’i internette gerçekten çok kolay bulacaklar. Bölgede böyle bir şey geliştirmek zorundayız. Bu, hükümetler veya resmî kuruluşlardan daha çok STK’lar ve aktivistler tarafından yapılması gereken bir şey. Bunun kolay olmadığını ve yasal olmadığı için aktivistler ve örgütler için tehlikeli olabileceğini biliyorum ama gerçekleşecek. Veri üretmeliyiz: Güvenli olmayan kürtajla ilgili veriler ve zaten gizlilik içinde sağlanan güvenli kürtajla ile ilgili veriler. Maksimum bilgiye ihtiyacımız var ve bunu yaymak zorundayız. Bu nedenle bölge içindeki medyayla da iyi bir ilişki geliştiriyoruz.

Ana görsel: Pregnant Woman [Hamile Kadın],Louise Bourgeois, 2009.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

MEYDAN

YTeksas’ın ekstrem kürtaj yasağını niçin ihlal ettim?
Teksas’ın ekstrem kürtaj yasağını niçin ihlal ettim?

Kürtajın sağlık hizmetlerinin önemli bir parçası olduğuna inanıyorum. Son 50 yılımı hastaları tedavi ederek ve onlara yardımcı olarak geçirdim. Arkama yaslanıp 1972’ye dönüşümüzü izlemeyeceğim.

MEYDAN

YKorona Günlerinde Kürtaj
Korona Günlerinde Kürtaj

Kürtaj servisine erişmek her zamankinden zor ve muhafazakar hükümetler Koronavirüs salgınını fırsat bilerek kürtaj karşıtı söylemlerini arttırmış durumda.

Bir de bunlar var

Zekeriya’ya Ne Oldu?
Sanki Hiç Yaşanmamış Gibi
8. Senato Yasa Tasarısı Kürtajın Bir Engellilik Sorunu Olduğunu Hatırlatıyor

Pin It on Pinterest