"Maalesef Guardian editörleri Judith Butler’ı sansürleme kararlarını hayata geçirmeyi seçtiler."

MEYDAN

Jules Gleeson’dan Judith Butler ve Guardian sansürüyle ilgili açıklama

Dün yayınladığımız Judith Butler röportajı ve Guardian’ın metinden çıkardığı bölüm ile ilgili, röportajcı Jules Gleeson bir basın açıklaması kaleme aldı. Aşağıda tam metnini okuyacağınız açıklamada Gleeson, sürecin nasıl geliştiğini aktarıyor ve Guardian’ın kararının neden sansür anlamına geldiğini tartışıyor. 

 

 

 

Yılın başlarında Guardian ABD’den Amana Fontanella-Khan, Judith Butler’la Guardian ABD internet yayında yayımlanacak bir röportaj için bana ulaştı.

 

Muhtemelen tahmin edebileceğiniz gibi bu, epey büyük bir onur. Daha önce Jstor Daily için Judith Butler’ın erken kuramına bir giriş yazısı yazmıştım. Ayrıca (bütün diğer toplumsal cinsiyet kuramcıları gib) faturaları ödemem gerekiyordu.

 

Guardian ve Guardian ABD arasındaki ihtilaftan haberdardım: 2018’deki açık mektubu* ve ardından yüzlerce çalışan tarafından imzalanmış 2020 mektubunu** okumuştum.

 

Amana beni tercih etme sebeplerinin temel nedeninin kitabım TRANSGENDER MARXISM olduğunu söyledi. Böylece bu konu etrafında bazı sürtüşmeler yaşanacağını sezinlemiştim.

 

Ama benim anladığım bunun tamamıyla bir Guardian ABD işi olacağıydı, bu nedenle kabul ettim.

 

Röportaj birkaç tur düzeltiden geçti: hazırladığım orijinal soruların birçoğuna büyüleyici cevaplar almıştım ama biçim ya da okur açısından uygun değillerdi.

 

Metinden birçok şeyi çıkarmakla ilgili sorunum yoktu. Önceliğim belliydi: Judith Butler’ın görüşlerinin temel prensipleri hakkında süregiden bazı kafa karışıklarını açıklığa kavuşturmak.

 

Bence Butler “temelcilik karşıtı”. Yani hiçbir kimliğin politik özgürleşme için sağlam bir temel oluşturabileceğine inanmıyor. Aksine (röportajda da söylediği gibi) ezilme pozisyonları arasındaki dayanışmaya inanıyor.

 

Ama tuhaf ki kimliğin politik sınırları’nın kuramını yapmasına rağmen Butler genellikle bir “kimlik kuramcısı” olarak nitelendiriliyor.

 

En ünlü kavramı “performatiflik” onun kullandığının -boş olan ve ifade edilmekle kendini gerçekleştirmeyen bir şey- tam tersi anlama gelecek biçimde jargona yerleşti.

 

Toplumsal cinsiyete eleştirel feminizm*** röportajda gündeme geldi çünkü cinsiyetçilik tartışmalarını günümüzde yeniden şekillendiren bir olgu. Öyle bir dereceye kadar ki “toplumsal cinsiyet” ve “transfobi” gibi ifadeleri kullanmak bile feministler arası kavgada tarafını belirlemek anlamına geliyor şu an.

 

 

Vurgulamak için tekrar edeceğim: Bu, transfobik feminizme odaklanan bir röportaj değildi! Judith Butler’ın entelektüel kariyerine genel bir bakış hedeflenmişti. Maalesef Butler’ın kin saçan eleştirmenlerinden çoğu şu anda ya diğer feministler (2010’larda da çoğu Alman solcusu siyonistlerdi) ya da o feministlerle birebir aynı “toplumsal cinsiyet ideolojisi” dilini kullanan militan Hıristiyanlar. Röportajda bunun nasıl ortaya çıktığına girmemiz gerekiyor gibi geldi.

 

Aşırı-sağ ile “toplumsal cinsiyete eleştirel” feminist görüşlerin yakınlaşmasını gündeme getirebileceğim başka birçok olay vardı. Mesela The Economist köşe yazarlarından birinin son kitabında Yahudi karşıtı bir komplo teorisyeniyle yapılmış röportajdan çalınmış iddialar ortaya çıktı.

 

Toplumsal cinsiyete eleştirel feministler ve sağcı örgütler arasında birçok kurumsal bağlantı var. Bunlar trans karşıtı radikal feministler içinde bile hayli tartışma yarattı. Mesela “Jean Hatchet” (Lisa-Marie Taylor) ve Cathy Brennan gibi figürler Heritage Foundation’la**** işbirliği yapmaktan memnuniyet duyanlara mesafe aldılar.

 

Bunlar yerine Wi Spa****** olayını seçtim çünkü röportajı,  konunun daha önce haberini yapmış olan Guardian ABD için yapıyordum.

 

Ama Wi Spa’dan bahsetmekle ilgili ikilemdeydim çünkü olay gelinen noktada Pizzagate komplosu gibi bir hâl aldı: açık kaynaklar olmaksızın çevrimiçi başlayıp gerçek hayatta şiddete dönüştü (Proud Boys***** üyeleri Antifa üyelerini ve hatta bir noktada birbirlerini bıçakladılar).

 

Bildiğiniz gibi, Proud Boys öncülüğündeki bu eylemler gazetecilere karşı giderek artan şiddet olaylarına sahne oluyor; Guardian ABD çalışanlarından biri yakın zamanda saldırıya uğradı. Bahsedebileceğim daha çarpıcı bağlantılar varken, Wi Spa örneğini kullanmak bu nedenle uygun göründü bana (Uzun vadede olayın pek de bir öneminin kalmayacağını düşünmeme rağmen).

 

Ama 30 Ağustos’ta Los Angels Polis Departmanı birini tutuklamış ve Guardian ABD sayfalarında bu habere yer vermiş. Ben, röportaj yayınlanmadan önce  haberi görmemiştim.

 

Bu tutuklamanın belirsizliğini koruyan birçok yanı var. Tutuklanan kişinin kayıtlardaki (erkek) ismi dışında kendini nasıl tanımladığını bilmiyoruz. Bu tutuklama aynı zamanda, Proud Boys ve işbirlikçileri tarafından ölüm tehditleri alan ve taciz edilen trans kadının, olayla hiçbir ilgisi olmadığını anlatırken doğruyu söylediğini de işaret ediyor gibi.

 

Bütün bu olayın aşırı sağ kadar toplumsal cinsiyete eleştirel feministler tarafından da çevrimiçi olarak teşvik edildiği hâlâ inkar edilemez bir gerçek. Bu protestolarda gazetecilere saldırıldığı hâlâ gerçek. Toplumsal cinsiyete eleştirel görüşlerin Los Angeles’taki Proud Boys grubuyla iç içe geçtiği de öyle.

 

Bütün bunları söylemekle birlikte, son gelişmelerin Wi Spa’yı zayıf bir örnek olmaktan çıkarıp amacına ters bir hâle getirdiğini anlıyorum. Röportaj yayınlandıktan birkaç saat sonra Guardian’ın “Okur Şikayetleri” bölümünün bana yönlendirdiği bir e-posta aldım.

 

Bir medya kurumu olarak Guardian’ın iç işlerini nasıl yürüttüğünden haberdar değilim ama bu e-postanın ardından hızla ve açıkça belli oldu ki Guardian’ın Birleşik Krallık ekibiyle muhatap oluyordum. Bağlantısını yukarıda paylaştığım açık mektubun imzacılarının da tanıklık ettiği gibi Birleşik Krallık ekibinin, ABD ekibinden oldukça farklı bir dünya görüşü var, özellikle trans hakları konusunda.

 

Asistan editör Oliver’le yazışmalarımın tamamını paylaşmayacağım ama kendisi bana açıkça ifade etti ki bu durum Guardian’da editöryal hiyerarşinin tepe noktalarından (ve Guardian ABD’nin kontrolü dışında) tırmandırıldı.

 

Röportaja aralarında metni derslerinde kullanacaklarını söyleyen öğretmenlerin de olduğu pek çok heyecanlı geri bildirim gelirken bu berbat bir süpriz oldu.

 

Bu noktada ya Wi Spa’yla ilgili son gelişmeleri bir “düzeltme” olarak girecektik ya da başka bir çözüm bulacaktık.

 

Onlara, trans kadınları cinsiyet sapıklarıyla bir tutan bir gündeme dahil olmaktan çok yorulduğumu açıkladım (çünkü söylediğim gibi, genel ahlaka aykırılıktan tutuklanan kişinin bir trans kadın olup olmadığı ya da mahkemeye sevk edilip edilmeyeceği bile belirsiz). Küçük bir düzelti notuna sığmayacak kadar karışık bir mesele bu.

 

Oliver bunun üzerinde diğer editörlerin soruyu ve cevabını tamamen çıkarmak görüşünde olduklarını söyledi. Bu öneriye çok şaşırdım ve pek çok kişinin röportajı tam olarak da o bölümü alıntılayarak paylaştığını söyledim.

 

Sonra Teksas’da kürtajı yasaklayan son gelişmeler ışığında soruyu daha güncel olacak şekilde yeniden düzenlemeyi önerdim. Teksas’taki yeni yönetmelikler tamamıyla Heritage Foundation tarafından teşvik edildi (yeni yönetmeliğe kalp atışı yasaları diyorlar). Soruya körü körüne bağlı olmadığımı, değiştirmeye ya da çıkarmaya açık olduğumu ama Judith Butler’ın cevabının kaldırılmasını uygun bulmadığımı açıkladım.

 

Gözden geçirerek düzenlediğim soru şöyleydi:

 

Öyle görünüyor ki feminist hareketler içinden bazıları bu aşırı sağ kampanyalara yakınlık duymaya başlıyor. 2019’da NBC, Amerikalı sağ lobi grubu Heritage Foundation’ın “toplumsal cinsiyete eleştirel feministler” paneline ev sahipliği yaptığını haberleştirmişti. Heritage Foundation’ın Teksas’ta da görüldüğü gibi, kürtaj yasağı için yaptığı çalışmalara bakınca çok kayda değer.

 

Ayrıca Heritage Foundation’ın kendi sayfalarında toplumsal cinsiyet konusundaki makalelerini topladıkları bir bağlantı da paylaştım.

 

Maalesef, Guardian editörleri Judith Butler’ı sansürleme kararlarını hayata geçirmeyi seçtiler.

 

Kimliklerimize başvurmaya hevesli değilim ama öyle görünüyor ki interseks bir kadının dünyadaki ender non-binary felsefe profesörlerinden biriyle röportaj yapması çevrimiçi “mizojini” kınamalarını olağan bir durum hâline getiriyormuş.

 

Ama saçmalığın bu türüne tamamen hazırlıklıydım. Çevrimiçi alışagelmiş yobazlar bildiklerini yapmaya devam edecek ve genelde cevaplarını metni okumadan yazacaklar. Beklemediğim yayının bu kadar hızlı topu atması oldu. Guardian ABD’den yazarları olarak benim yanımda durmalarını beklerdim. Ekipten çeşitli özürler almakla birlikte, bu bunaltıcı ve tüketen bir olay oldu.

 

Provokatif bir yazar ve editör olabildiğimi kabul ediyorum: TRANSGENDER MARKSİZM adında bir kitabı yaratacağı tartışmalardan bihaber olarak ortaya çıkarmadım.

 

Ama bu olayda yalnızca, pek çok insanın son derece kafa karıştırıcı bulduğu bir düşünüre biraz ışık tutmaya çalışıyordum.

 

Bu tartışma ışığında, Judith Butler’ın yaptığı tespitlerin daha geniş bir şekilde dolaşıma gireceğini umuyorum sadece. Heritage Foundation ve Proud Boys (ve işbirlikçileri), çevrimiçi kumpaslardan ve editöryal çark edişlerden daha fazlasını hakeden büyük tehditler bizim için.

 

The Guardian’daki editor ekibi için son bir soru: Neden toplumsal cinsiyete eleştirel olanlar eleştirilemez oluyor?

 

 

 

*Guardian ABD‘nin, Guardian‘da (Birleşik Krallık) Cinsiyet Kimliği Tanıma Kanunu hakkında yayımlanan baş makaleyi transfobik içeriği ve bakış açısı nedeniyle eleştirerek sayfalarına taşıması, Guardian ABD ve Guardian (Birleşik Krallık) arasındaki politik uyuşmazlığı kamuoyuna duyuran ilk hamle olmuştu.

**Guardian ABD çalışanları 2020’de 338 Guardian ABD çalışanının imzaladığı bir metni Guardian editörlerine göndererek, transfobik yayınlarına son vermelerini talep ettiler. 

***”Gender critical feminism” henüz çok yeni bir tabir, kısaca GC diye anılıyor İngilizce’de. Kimi yerlerde “eleştirel feminizm” diye çevrilmiş. Ama eleştirel feminizm, bu yeni olgunun ne düşünsel içeriğini ne de politik konumlanışı anlatmaya yetiyor. Bu yüzden “toplumsal cinsiyete eleştirel feminizm” diye ifade etmeyi tercih ettim. Daha iyi bir çeviriye ihtiyaç duyduğumuz kesin. 

**** Heritage Foundation: ABD merkezli, sağcı ve oldukça etkili bir düşünce/araştırma enstitüsü, lobi grubu. Toplumsal cinsiyet karşıtı hareketin önemli aktörlerinden biri, ABD’de özellikle kürtaj karşıtlığı konusunda önemli “başarılar” ediyorlar.

***** Proud Boys, sadece erkeklerin katılabildiği aşırı sağcı ve neo-faşist bir örgütlenme. ABD merkezli örgüt, sol görüşlü kişilere ve anti-faşistlere şiddet uygulanması gerektiğini savunuyor. Wi Spa eylemlerinde de translara karşı aktif olarak katılım gösterdiler.

******Eyalet yasaları gereği trans müşterilerinin ait oldukları cinsiyetteki soyunma odalarını kullanmalarına izin veren Wi Spa, cinsiyet uyum operasyonu geçirmemiş bir trans kadının genital organları görülebilir şekilde çıplak kalmasının çocukları ağlattığına yönelik bir şikayet üzerine tartışmaların gündemine oturdu. Olay trans hakları savunucularıyla anti-trans örgütlenmeleri karşı karşıya getirdi. Mekanın önünde gerçekleşen protestolar gittikçe şiddetlendi, hem karşıt görüşlü protestocular hem de polis ve protestocular arasında arbede çıktı.

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

SANAT

YMaskeler, Ruhlar ve Dışarıda Kalanlar
Maskeler, Ruhlar ve Dışarıda Kalanlar

Ruh yittiğinde mi bürünülür maskeye? Yoksa ruhu örten, donduran, giderek yok eden şey midir maske? Ya da arkasında yarattığı sahicilik efektiyle beraber hakikatin kendisi mi?

SANAT

YTanınmamış Çocuklar, Hayaletimsi Kıpırtılar ve Eksilten Yazı
Tanınmamış Çocuklar, Hayaletimsi Kıpırtılar ve Eksilten Yazı

Halide Edib’in 1920’lerdeki metinlerinde, Türk edebiyatının Türklüğünü tesis eden birçok başka yazarınkinde olduğu gibi yaldızlı büyük anlatının gerisinde yazının sildiğinin, örttüğünün, karaladığının okunmasını bekleyen bir şeyler var.

SANAT

YHarap Mabetler, Ruhu Eşyaya Karışan Kadınlar ve Zamansız Parmak Uçları
Harap Mabetler, Ruhu Eşyaya Karışan Kadınlar ve Zamansız Parmak Uçları

Halide Edib’in kırılmış bir kadınlığın içinden, duyuşun tazyikiyle yazdığı mensur şiirleri, "kadınlığın biçareliği” ile yaşamsal ve yazınsal mücadelesine ışık tutuyor.

MEYDAN

YJudith Butler: Kadın Kategorisini Yeniden Tasavvur Etmeliyiz
Judith Butler: Kadın Kategorisini Yeniden Tasavvur Etmeliyiz

"Trans dışlayıcı feministlerin toplumsal cinsiyet üzerinden sağcı saldırılarla ittifak yaptığını görmek çok sarsıcı ve bazen de oldukça korkutucu."

Bir de bunlar var

Beyoğlu’nun Çilesi
Hazmedemedi
Krize Işık Tutuyoruz: Koronavirüs Zamanında Bakım Emeği 2

Pin It on Pinterest