Bir erkek yarışmacının prime time ekranında ağlaması RTÜK’ün radarından kaçmadı, kesti cezayı.

KÜLTÜR

Toksik bir çalışma ortamı olarak MasterChef Türkiye

Ataerkil ev düzeninde yüzde yüz kadın emeğine bırakılmış olan “yemek yapma” eylemi, modern dünyada profesyonel bir meslek olarak erkekler tarafından sahiplenilir. Amerika’da çalışan baş aşçıların sadece %20’si kadınken, bu oran Birleşik Krallık’ta %17, Hollanda’da ise %10’a kadar düşüyor. Kuralları belirleyen Michelin gibi kurumlarca, sektöre büyük katkılar sağlayan kadın aşçıların yeterince takdir edilmemesi kadınların önünü tıkayan önemli faktörlerden biri. Söz konusu bu mesleği yüksek reytingli bir programda yarıştırmaya gelince hem şef hem de yarışmacı erkeklerin kadınlara meydanı bırakmama gayreti artıyor. [1] [2] [3]

 

İlkokuldan başlayan, tüm eğitim yaşamı boyunca süren, iş hayatında da devam eden kadınlara karşı baskının bazen açıktan bazen sinsice nasıl kurulduğunu görmek için Masterchef Türkiye birebir. Bu yılki yarışmada pandemi dolayısıyla kadınlar ve erkeklerin sabit evlere yerleştirilmesi erkekler arasında üniversite yurdu veya askerlik benzeri bir çetecilik oluşturmuş durumda. En çok sesi çıkan, ağzı en çok laf yapan iki erkek yarışmacının başı çektiği, tek tük istisnai durumlar dışında bütün erkeklerin işbirlikçi olduğu çetenin kadınlara karşı tavırları çok bildik bir “erkeklik” portresi sunuyor. Pek çok iş alanında olduğu gibi MasterChef’te yarışan kadınlar için de işlerini layıkıyla yapmak saygı görmek için yeterli değil. Söylediklerine gülünmesiyle, eylemlerine burun kıvrılmasıyla, başarılarının küçümsenmesiyle de bir yandan mücadele etmek zorundalar. E bu toksik kültürü besleyen yarışmayı ne diye izliyorsun diyecek olursanız cevabım tam da bu mücadeleyi ve sonuçlarını, eski nesil, artık kahvehane köşelerinde kalmış küflü erkekliğin gücünü kaybedişini, atalarını taklit eden genç adamların boyun eğmeyen, dik duran kadınlar karşısında ezilip büzülüşlerini görmek.

 

Çok pohpohlanmış erkek çocuğunun annesine, ablalarına evde takındığı tavrı MasterChef erkeklerinde görmek mümkün. Yaygın bir tipolojidir, kadınlara sağlayamayacağı üstünlüğü erizahatla kurma derdinde olan, çok konuşan ama boş konuşan erkekler. MasterChef’in kimi bireysel kimi takım halinde oynanan oyunlarında başarısız olan erkek yarışmacıları bu başarısızlıklarını sahiplenirken görmek çok zor. Kadınların irili ufaklı bütün hataları onları yıpratmak için büyük bahaneler haline gelirken, ekşili köftenin içine pirinç konması gerektiğinden bile bihaber erkek yarışmacıyı bu bilgisizliğini kadınların üstüne yıkmaya çalışırken görebiliyoruz. İş hayatında sıklıkla rastlanan bu mobbing yöntemini erkeklerle aynı kulvarlarda çalışan kadınlar çok iyi tanır. Her hafta bir kişinin elendiği yarışmanın bu aşamasına kadar gelebilmeyi başarmış 2 kadın bulunuyor. Şeflerden biri yarışmanın içindeki oyunları ve rekabeti tanımlarken sık sık “er meydanı” tabirini kullanıyor. Böyle giderse Masterchef Türkiye gerçekten sadece bir er meydanı olacak.

 

Dünyada aşçılık mesleğinin yönetici kadrolarının erkeklerce doldurulmasının önemli temellerinden biri (pek çok diğer meslek alanında olduğu gibi) kadınların bu işin çetin koşullarını kaldıramayacağı iddiası. Masterchef Türkiye’de de bu algıyı en çok, yakın zamanda elenen, minyon bir vücut yapısına sahip Ayyüce’de gördük. Koşulları zorlaştırmak için yarışmacıların birbirlerine bağlanarak yemek yaptıkları 78. bölümde, iri cüsseli Eray’la yan yana bağlanan Ayyüce’yi oradan oraya sürüklenirken görüyoruz. İlk günden beri “minik”liği alay konusu olan Ayyüce, en çok kas gücü gerektiren yemeklerden biri olan çiğköfte yarışında en beğenilenler arasına girerek ikinci oldu.

 

Geçtiğimiz haftalarda RTÜK MasterChef’e ilginç bir ceza kesti. “Bir yarışmacıyı ağlatarak, stüdyodan çıkmasına sebebiyet verebilecek derecede yüksek ses tonu ile sarf edilen ifadeler ve yarışmacıya bağırılmasının insan onurunu zedelediği” hükmüyle verilen bu cezadaki “insan” kelimesi yerine “erkek” koyarak okursak daha doğru olur. Bugüne kadar MasterChef’te kadın yarışmacıların onuru zedelenirken ya da onlar ağlatılırken bu durum gündeme gelmemişti çünkü “kadındır, ağlar”. Fakat bir erkek yarışmacının prime time ekranında ağlaması RTÜK’ün radarından kaçmadı.[4]

 

MasterChef uluslararası bir format. “Yarışmacılara sert çıkışmak” orijinal formatta da bulunan bir içerik, ancak erkek yarışmacıların bir çete halinde kadın yarışmacılara mobbing uygulaması diğer ülkelerde pek rastlanan bir durum değil. Sezonun ortalarında, muhtemelen yapımın müdahalesiyle, “kadınlara fazla yüklenmeyelim” tadında yumuşatıcı girişimler jüri tarafından dile getirilmiş olsa da, en nihayetinde söz konusu olan 3 erkekten oluşan bir jüri. Aralarında şakalaşırken kızlarla dalga geçen liseli ergenlere “şşşt çocuklar, ayıp oluyor” diyen müdür yardımcısının tavrından öteye geçmeyen bu ince ayarlar durumu pek de iyileştirmedi.

 

Bir kaç hafta önce arkadaşları elenen iki erkek yarışmacı adeta intikam yemini ettiler. Elenen yarışmacıyı eleme potasına gönderen oylar erkekler tarafından verilmesine rağmen bunu “kadınların oyunu” ilan edip, yarışmadaki başarıları ne olursa olsun önce kadınları eleyeceklerini ve “onlara günlerini gösterecekleri”ni belirttiler. Erkek yarışmacıları kendi aralarında plan yaparken ve oylamalarda ortak kararlar alırken sıklıkla görüyoruz. Sonuçta bu bir yarışma ve her yarışmacının yegane amacı mümkün olan en uzun süre elenmeden kalabilmek. Fakat kadın yarışmacıların aynı stratejilerle oyuna dahil olması o çok bildik “dişil şeytan” mitinin bir anda ortaya çıkmasına sebep oluyor. Kendi aralarında çeşitli taktikler geliştiren erkek yarışmacıları, kadınları tam da aynı nedenlerle “kulis yapmak”la suçlarken buluyoruz. Oyun kazanmak için erkeklere mübah görünen yollar kadınların itibarsızlaştırılması için birer bahaneye dönüşüyor.

 

Survivor ve MasterChef gibi yarışmaların bu kadar çok izlenmesinde ve her yıl yeniden kitleleri ekrana toplamayı başarmasında elbette bu karakterlerde toplumun kendinden bir şeyler bulmasının payı büyük. Prime time ekranında bu yarışmaların rakibi kurgu diziler. Erkek izleyici, kadınları o ya da bu şekilde “alt etmeyi” başaran erkek yarışmacılarda yaşadığı katarsisi o dizilerde bulamıyor. Diğer yandan bir erkek izleyici olarak bende özdeşlik değil tahammülsüzlük yaratan bu toksik karakterlere boyun eğmeyen ve onlara artık devirlerinin geçtiğini gösteren kadınları keyifle izliyorum.

 

 

Kaynaklar:

[1] https://www.bbc.com/news/uk-wales-45486646

[2] https://www.vice.com/en/article/3dmje8/we-asked-male-chefs-why-there-are-so-few-females-in-professional-kitchens

[3] https://woman.thenest.com/male-vs-female-chefs-13189.html

[4] https://www.youtube.com/watch?v=rJwuj–0_M8

 

 

Ana görsel: MasterChef çiğköfte bölümünden bir sahne.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bir de bunlar var

Kayseri Ticaret Odası Marşıyla Hayata Teşebbüs Ediyorum
Röportaj: Deodorantımız Bizi Öldürmeye Mi Çalışıyor?
Kış Kış Cinler Kış Kış

Pin It on Pinterest