Acıyla haz, istismarla seks ayrışmaz bir sarmal gibiymiş kafamda. Şimdi bu sarmalı çözüyorum.
Ah, babam nasıl anlatılır? Hiç bilemiyorum.
Uğradığım istismar, o kadar aleni, o kadar gündelikti ki, bunun istismar olduğunu anlamam on yıldan uzun bir zaman aldı.
Kız çocukları her geçen gün daha küçük yaşlarda ergenliğe giriyor ancak toplumun bu duruma verdiği tepki kızların sağlığını yıllar boyu kötü etkiliyor.
Çoğu ülke aile içi şiddeti görmezden geliyor ancak Nepal’in bu sorunu çözmek adına yaptığı girişimler küresel bir çözüm için örnek teşkil edebilir.
“Kendi olayımdan” en çok aklımda kalan şey, cinsel içerikli konuşmaların ne kadar önemsiz, neredeyse sıkıcı geldiği.
Hoca veya öğretim görevlisi kadın bilimcilerin en az yarısının cinsel tacize veya istismara uğradığı tahmin ediliyor.
Feminist hareketin gücünün kırıklarımızda, yarıklarımızda, damar damar bin yoldan akıyor oluşumuzda köklendiğini unutmayalım.
Kadınları “kaderimizmiş” demeye iten onlara en küçük çıkış imkanlarını dahi esirgeyen devlet.