İlk kez Ekim 1988’de okurla buluşan Matilda bugün nerelerde, ne yapıyor?

ECİNNİLİK

Matilda’nın Kariyer Mücadelesi

 

Matilda’yı hatırlarsınız, hani şu kitap okumayı çok seven, televizyon izlemek ve insanları aldatarak para kazanmak dışında çok az şeyle ilgilenen anne, babası ve hatta onu bir bela olarak gören öğretmeniyle başı sürekli derde giren, büyülü bir zihne sahip, meraklı kız çocuğu… İlk kez Ekim 1988’de okurla buluşan bu çocuk, şimdi 30. yaşını kutlayan yetişkin bir kadın. Peki, acaba nerelerde, neler yapıyor? İçine doğduğumuz bu erkek egemen dünyada, onun zekasına sahip, kitapkurdu bir kız hangi mesleğe yönelmiştir, bu seçim onu ne gibi mücadeleler vermek zorunda bırakmıştır? Siz bu sorulara birer cevap hayal ederken, ben de bunları neden sorduğumu açıklayayım.

 

Matilda’nın İngiltere’deki yayıncısı Penguin Books, 1988’de Quentin Blake’in çizimleri eşliğinde okurla buluşan kitabın 30. yayın yılı vesilesiyle yeni baskılar hazırladı. Bu yeni baskılarda orijinal metne Blake’in 30. yıla özel tasarladığı illüstrasyonlar eşlik ediyor. 30 yaşındaki Matilda Wormwood’un hangi işlerle meşgul olabileceğini hayal eden Blake, onu karşımıza British Library’nin direktörü, bir dünya gezgini ya da bir astrofizikçi olarak çıkarıyor. Yani kitabı üç farklı kapak seçeneğiyle bulmak mümkün.

 

 

Yeni baskılar için bir önsöz de kaleme alan 85 yaşındaki Blake, Matilda’nın bir yetişkin olarak bugün neler yaptığını düşünmenin ona keyif verdiğini söylüyor. Şöyle diyor: “Matilda pek çok açıdan yetenekli bir çocuktu; bu yüzden onun yetişkinliğini hayal etmek zor olmadı. Her bir versiyon için onun olağan dışı yeteneklerinden birini öne çıkardım, hayattaki rolünü buna göre belirledim. Eminim ki, çocukken o kadar çok kitap okuyan biri rahatlıkla British Library’nin direktörlüğünü üstlenebilir veya aritmetiğe onunki kadar yatkın, nadir bir zihin, astrofizik dünyasında kendisini evinde hisseder. Ve kitap okurken birçok ülkeye konuk olmuş birinin büyüdüğünde bu yerleri bizzat görmek istemesinden daha doğal ne olabilir ki? (…) Bunca yıl sonra onu yeniden ziyaret etmek ve dönüştüğü kadının mucizelerine tanık olmak çok özel bir deneyimdi.”

 

Kitabın yazarı Roald Dahl’ın tüm çocukların içinde doğal olarak bulunan keşfetme arzusu, sorgulama ve itiraz etme gücünü, yalnızca oğlanlarda değil, kız çocuklarında da görerek, olumlu bir örnek yarattığına şüphe yok. Böylesi meziyetlere sahip bir kurgu karakterde, onu okuyan kız çocukları elbette kendilerini bulacaktır. Üstelik kitabın satış miktarına bakınca, bunun yetişkin teşviki olmadan ulaşılacak bir miktar olmadığını, yani aynı karakterdeki kadınlar birer tehdit olarak algılanırken, bir kız çocuğunun sevimli bulunduğunu (ve hatta babalarını gururlandırdığını) da düşünebiliriz. The Guardian’ın haberine göre, dünya genelinde 17 milyon kopyası okurla buluşan kitabın satışları son iki yılda daha da artarak yazarın diğer eserlerinin önüne geçmiş çünkü.

 

 

Hâlâ hayatta olsaydı, Roald Dahl, 30 yaşındaki Matilda’yı nasıl düşlerdi, Quentin Blake gibi, onu meslek sahibi yaparken günümüz koşullarını hesaba katmaz mıydı bilemiyoruz tabii. Çünkü Matilda gibi bir çocuğun büyüme serüvenini düşünürken, onun vermek zorunda kaldığı türlü mücadeleler ve bu mücadeleler sonunda kimi zaman düştüğü ümitsizlikler, girdiği bunalımlar canlanıyor benim zihnimde. Elbette çocukluğunda ve yetişkinliğinde, ne ailesinden ne de çevresinden hiç destek görmemiş birçok kadın gibi, Matilda da tüm bunlara rağmen hayallerine kavuşacaktır, bu güç içinde bir yerlerde açıkça mevcuttur. Hatta onun kadın mücadelesine katıldığını, kız çocuklarının güçlendirilmesine yönelik sosyal sorumluluk projelerine destek verdiğini düşünmek de hiç zor değil. Ama inancını yitirip köşesine çekilmesi de, psikolog koltuklarına sığınması da bir ihtimaldir; özellikle “bilgiçlik taslayan adamlar”ın çok yaygın olduğu akademide yer edinecek ve bir astrofizikçi olacaksa…

 

Siz ne düşünürsünüz bilemiyorum ama kitaplara bu kadar düşkün olan Matilda’nın karşımıza başarılı bir yazar olarak değil de, bir kütüphane direktörü olarak çıkmasında, yönettiği British Library bile olsa, benim içime sinmeyen bir yan var. Kadın ve erkek yazarların karşılaştığı fırsat eşitsizlikleri, daha evvel pek çok kez ortaya konuldu (örneğin Kendine Ait Bir Oda), bu konuya girecek değilim. Fakat bu eşitsizliğin kaçınılmaz bir sonucu olarak, erkeklerin daha fazla kitap yazdığı ve yazılmış kitaplar arasından da onların kitaplarına öncelik tanındığı herkesin malumu. Yine de Matilda’nın yönetici pozisyonuna çıkmasına sevinmeliyiz belki de.

 

Uzun lafın kısası, hangi yolu seçerse seçsin, dünyanın Matilda gibi yetenekli, mücadeleci ve sorgulayıcı bir kadına nazik davranmayacağına şüphe yok. Eğer gezgin olacaksa, örneğin Türkiye’den geçerken, şiddete ve tecavüze karşı önlem alması gerekecek, astrofizikçi olacaksa ya da kütüphane yönetecekse, kendisini göstermek ve ciddiye alınmak için erkek meslektaşlarından daha çok uğraşacak. Ama kimi zaman tökezlese de, eninde sonunda bunların altından kalkacaktır; hepimizin kalktığı gibi…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bir de bunlar var

Doğum Sancısı Çekmenin Tarihi ve Birtakım Adamlar
Yollardan ve Dağlardan Sonra
İmparatorluğun Çöküşü

Pin It on Pinterest