Bu keşif ile insanlık olarak bir başka tarihi olaya daha tanıklık ettik; kadınların başarılarının erkek egemenlikte yok edilmesi.

ECİNNİLİK

Eş Durumundan Tarihten Silinen Kadınlar

Tarih kitaplarına geçecek günler yaşıyoruz: Asırda bir gelen büyüklükte global bir pandemi. Belki de en büyük kurtarıcımız bir aşı olacak. Geçen hafta bu konuda çok umut verici bir haber geldi, Pfizer ile çalışan BioNTech şirketi deneklerin %90’ında başarı gösteren bir aşı adayı buldu. Bu keşif ile insanlık olarak bir başka tarihi olaya daha tanıklık ettik; kadınların başarılarının erkek egemenlikte yok edilmesi. 

 

Kadınların emeklerinin, başarılarının, insanlığa katkılarının, küçük büyük eserlerinin, düşüncelerinin, dertlerinin ve daha birçok uğraşlarının tarihin sayfalarından sistematik bir şekilde silindiğini veya oraya hiç koyulmadığını biliyoruz. Bu göz ardı edilmeye, adaletsizliğe karşı tezler, kitaplar yazıldı, yazılıyor. Bu kısıtlı yazıda ben bu sorunun küçük bir alt kümesine, emekleri ailelerindeki ya da çok yakınlarındaki erkek bireylere atfedilen kadınlara bakmak istiyorum. 

 

BioNTech Uğur Şahin ve Özlem Türeci adlı bir çift tarafından kuruldu. İkisi de yeni bulunan aşıda kullanılan teknoloji üzerine çalışıyorlar. Şirkette çalışan binin üzerinde kişi var. Şüphesiz ki aşının keşfinde emeği geçen Dr. Şahin ve Dr. Türeci dışında en azından onlarca, hatta yüzlerce çalışan vardır. Bilim neredeyse hiçbir zaman filmlerde ya da Nobel seremonilerindeki gibi tek dahi üzerinden yürümez çünkü. Ama birçok gazete ve dergi içimize işletilmiş “dahi adam” hikayesine sarıldı hemen. İlk başta Wikipedia’da Dr. Türeci’nin ‘Uğur Şahin’in karısı’ diye tanımlandığını gördük. Daha sonra aşı haberi yapan birçok medya kurumu sadece Uğur Şahin’in resmini ve ismini kullanmayı seçti. Bazıları eleştiriler sonrası dillerini değiştirdiler. Bana bir arkadaşımın linkini gönderdiği New York Times yazısının başlığı “Covid-19’i Çözecek Aşının Arkasındaki Karı-Koca Ekip” ve görselde ikisinin de resmi var. Ama yazının içeriğine bakınca görüyoruz ki sadece Uğur Şahin söz almış, Özlem Türeci’den hiçbir alıntı yok. 

 

Bu alıntı dengesizliğinin yarattığı görünürlük problemine kendi yakınımdaki insanların yaşadığı bir olaydan örnek vereyim. Aktivist olarak beraber çalıştığım bir gruptan birkaç kişi ile bu yaz bir söyleşi yapıldı NYT tarafından. Sonrasında çıkan haberde bir şekilde sadece erkek bireyden alıntılar yapıldı. Sonrasında gelen bir başka söyleşi daveti sadece erkeğe gitti. Erkek arkadaş “Niye bana geliyorsunuz da kadın arkadaşa gitmiyorsunuz?” diye sordu gazeteciye. Cevap: “Çünkü NYT’da bir tek sizden alıntı gördük o yüzden sizinle konuşmayı daha önemli bulduk.” Bunu sorduğumuz için öğrendik. Yoksa birçok olayda olduğu gibi ‘aman rastgele öyle olmuş’ deyip geçebilirdik. 

 

Başarısı en yakınındaki erkeğe verilen bir başka isim Alman bestekar Fanny Mendelssohn. Evliliği arefesinde bestelediği düğününde çalınacak şarkı da dahil 500’den fazla eser besteleyen Fanny Mendelssohn’un erkek kardeşi Felix Mendelssohn daha bilinir bir isim. 1970’de bir Paris kitapçısında F. Mendelssohn imzası ile, kaybolduğu düşünülen Paskalya Sonatı’nın el yazımı metni ortaya çıkıyor. Herkes F’i Felix diye düşünüyor. Halbuki Fanny, Felix değil, daha 22 yaşındayken günlüğüne “Paskalya Sonatıçaldım,” diye yazmış. 2010 yılında Angela Mace Christian adlı bir doktora öğrencisi ise metindeki el yazısının Fanny’ye ait olduğunu gösteriyor. Yine de inanmıyorlar. “Fanny erkek kardeşinin bestesini temize çekmiştir” diyorlar. Halbuki Felix hiçbir yerde böyle bir sonatı olduğunu yazmamış. En sonunda Christian Paskalya Sonatı’ndaki sayfa numaralarının Fanny Mendelssohn’un beste kitapçığından koparılmış eksik sayfa numaraları ile aynı olduğunu gösteriyor da öyle ikna oluyor dünya! 

 

Bir de, eşlerinin maddi değeri verilmeyen destekleri olmadan ne tez ne kitap yazabilecek ünlü ünsüz bir sürü adam var! Birkaç sene önce #ThanksForTyping hashtagi ile Twitter’da meşhur olmuştu bu olay. Kitaplarda emekleri sadece ‘Karıma teşekkürler’ diye geçen kimbilir ne kadar kadın! İsimleri bile yok. Bazısı bildiğin editörlük yapmış kitaplara; bazısı kocasının araştırma asistanı olmuş, referans toplamış, eski yazıdan çeviri yapmış, lab notlarını düzenlemiş… Kitaplarda, tezlerde isimleri yok. Ünvan erkeğin. 

 

Erkeklere söylenirken iki Nobel Ödülü almış ünlü fizikçi ve kimyacı Marie Curie’nin kocası olan Pierre Curie’yi de iyi erkek numunesi olarak analım. Marie Curie 1903 yılında Nobel Ödülü alan ilk kadın oldu. O sene ödül aslında sadece kocası Pierre ve Henri Becquerel’e verilecekti. Ama ödül komitesinden biri Pierre’e eşinin pas geçileceğini çıtlattı. Pierre’in buna kesin bir şekilde karşı çıkması sonucu Marie Curie de hak ettiği şekilde ödüle eklendi. 

 

Buna karşıt olarak Jocelyn Bell Burnell’in hikayesi var. Pulsar keşfini gösteren çalışmayı Bell Burnell yaptığı halde 1974 Nobel Fizik Ödülü doktora hocası Antony Hewish’e verildi. Bell Burnell geçen sene çalıştığım yer olan University of California, Irvine’ı ziyarete geldiğinde kendisinden dinlemiştim: Hewish Bell Burnell’in keşfine uzun süre inanmamış. Bir de yine gazetelere getirelim olayı. Keşif sonrası gazeteciler Hewish’e fizik ve astronomi sorularını sorarlarken Bell Burnell’e ‘Göğüs ölçülerin nedir?’ tarzı sorular soruyorlarmış! Tabii ki deneysel verileri Crick, Watson ve Wilkins tarafından adeta çalınarak kullanılan, DNA’nın çifte sarmal yapısının kaşifi Rosalind Franklin’i de nasıl unutabiliriz! 

 

Dediğim gibi tarihi olaylara tanıklık ediyoruz. Biz yazalım da en azından zamanlıca kaydı olsun.

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

MEYDAN

YBir Delirme Sebebi Olarak Kadınlık
Bir Delirme Sebebi Olarak Kadınlık

Patriarka altında, kadınlık ve ironik olarak kadınlıktan bir şekilde sapmış gibi görünme bir akıl hastalığı. 

MEYDAN

Yİnsanlık Haysiyeti Sadece Masumlar İçin Mi?
İnsanlık Haysiyeti Sadece Masumlar İçin Mi?

Kaç kişi öldürünce çok ağır oluyor mesela? Çocuk öldürmek yaşlı öldürmekten daha mı ağır?

MEYDAN

YPatriyarkada Kadın Olma Sendromu
Patriyarkada Kadın Olma Sendromu

Kadınların hayatta kalmak ve başarılı olmak için, önlerindeki engellerle günbegün başa çıkarken geliştirdiği yöntem ve tepkilere neden patolojik gözle bakıyoruz?

MEYDAN

YMonica Lewinsky’yi Nasıl Biliriz?
Monica Lewinsky’yi Nasıl Biliriz?

Skandalın ortaya çıktığı dönemde ve sonrasında Lewisnky’ye ne olduğu üzerine düşünmemizi istiyorum. 

Bir de bunlar var

Leydi Gaga İstanbul’a Geldi (Ama Sınırsız Ülkede Kendine Yer Bulabilecek Mi?)
Ne kadar zevk, o kadar tehlike!
Çok Amaçlı Kısa Bir Dolar Masalı

Pin It on Pinterest