Dünyanın ilk vajina müzesini Londra'da açmak için çalışan Florence Schechter ile konuştuk.

SANAT

Dünyanın İlk Vajina Müzesi Yolda

Edinburgh Fringe Festivali, Avrupa’nın en büyük sanat festivali olarak biliniyor. Geçtiğimiz Ağustos’ta festival kalabalığı arasında elime tutuşturulan vajina fotoğrafı sayesinde Florence adlı muhteşem bir kadınla tanışma imkanı buldum. Dünyada bir ilk olacak Vajina Müzesi’nin kurucusu! Bir grup feminist komedyen ile İskoçya’ya müzeden küçük bir sergiyi taşımaya gelmiş olan Florence’i yakalamışken, Vajina Müzesi’ni bir de bize anlatmak ister mi diye sordum. 

 

Öncelikle nedir bu Vajina Müzesi? İçinde neler bulabiliriz?

 

Henüz fiziki olarak tam olarak başlamamış bir proje aslında. Açtıktan sonra birçok planımız var! Dört kalıcı sergimiz olacak. Bir tanesi anatomiden sağlığa, adetten menopoza, rahim kontrasepsiyonuna, cinselliğe, cinsiyetten toplumsal cinsiyete kadar genital sistemlerimizin biliminin işlendiği Bilim Sergisi olacak. İkincisi, Kültür Sergisi. Bu alanda “kültürdeki anatomi” sergilenecek. Mesela “Vajina Seddi” gibi.  Üçüncüsü Toplum Sergisi olacak. Cinsel organların toplum içindeki yeri, adet görme dini ayinleri, kadın sünneti, cinsel şiddet, suistimal gibi temalar yer alacak. Dördüncüsü ise Tarih bölümü olacak. Kadın ve LGBTI topluluğunun ve feminizmin tarihini göreceğiz. Bunların yanı sıra bir geçici sergimiz, etkinlik alanımız, hediye dükkanımız ve kafemiz olacak.  Feminist komedi geceleri, tiyatro ve dans, konserler, atölyeler, egzersiz dersleri, pub yarışmaları, paneller, film gösterimleri, hikaye anlatıcılığı, şiir, no-hetero ve no-cisgender “speed-dating” (hızlı tanışma) etkinlikleri, oyun geceleri, ilk yardım eğitimi ve daha aklımıza gelen-gelmeyen her şeyi gerçekleştirme niyetindeyiz.

 

Peki “siz” tam olarak kim oluyorsunuz? Müze projesinin arkasında kimler var?

 

 

Ben Florence Schechter oluyorum! Normalde bilim iletişimi ile uğraşıyorum ve bununla ilgili Youtube’da videolar çekiyorum. Her şey Youtube’da “Top 10 Hayvan Vajinası” videosu yapmayı istememle başladı. Daha önce penisle ilgili benzerini yapmıştım ve araştırma yaparken vajinalarla ilgili bilgiye ulaşmanın zorluğunu fark ettim. Sonra da şöyle düşündüm: “İzlanda’da bir penis müzesi var. Belki de bir yerlerde vajina müzesi vardır?” – ki yoktu! Bu eşitsizlik karşısında üzüldüm. Sonra dedim ki “Neden bir vajina müzemiz olmasın?” Ve harekete geçtim. Dediğim gibi henüz proje aşamasındayız ama benim haricimde, harika bir gönüllü ekibi benle birlikte çalışıyor. Bilim insanlarından, öğrencilere, komedyenlere, hayır kurumunda çalışan kişilere uzanan bir gönüllü ekibimiz var. Ve elbette arkadaşlarımız!

 

Bu proje gerçekten bir ilk mi yani? Dünyada başka örnekler yok mu?

 

Evet, bazı sanat çalışmaları mevcut. Great Wall of Vagina gezici sergisi veya geniş müzelerin içinde küçük sergiler gibi! Ancak ne yazık ki tamamen bu konu üzerine odaklanan herhangi bir yer yok. Yani, yoktu…

 


 

Eminim bu soruyla daha önce de karşılaşmışsındır. Müzede “kadın olmayı”, vajinalar üzerinden tanımlıyorsunuz diyebilir miyiz? (Bu soruyu çevirirken zorlandığımı söyleyebilirim. Florance’a sorduğum; kendisinin röportajda sıkça kullandığı vajina sahibi kavramını ifade ederken “kadın” olmayı mı kastettiği, eğer öyleyse kadınlığı vajina ile mi tanımladıklarıydı.)

 

Hayır. İlk olarak bu trans dışlayıcı olurdu, değil mi? Biz gender-kapsayıcı bir noktadan baktığımızı düşünüyoruz. Bu konuda oldukça dikkatli davranmaya çalışıyoruz ve eğer herhangi bir hatamızı görürseniz, lütfen bizimle iletişime geçin veya bizi uyarın.

 

Feminizm yıllarca, kadınların objeden; mesela bebek taşıyıcısından veya seks objesinden öte bir şey olduğunu anlatmak için kavga verdi. Biz kesinlikle kadının nesneleştirilmesine karşıyız; ancak şunun da farkındayız ki birçok insan için vajinaları onların kimliklerinin parçası ve hayatlarını etkileyen bir gerçeklik. Vajinalarla ilgili tartışma yollarını tıkamak, doğrudan vajinalarla alakalı olan mesela kadın sünneti veya cinsel şiddet gibi sorunların konuşulmasını ve çözülmesini zorlaştırıyor. Bu sona ermeli ve ilk adım olarak vajinaların var olduğunu ve saygıyı hak ettiğini anlatmalı diye düşünüyoruz.

 

 

Müzeye katkı sağlayacak sanatçıları nasıl buldunuz peki?

 

Fikrin yayılması ile birlikte birçoğu bana e-mail atmaya başladı. Ayrıca internet üzerinden de katılım çağrısı yaptık.

 

Diyelim ki Türkiye’den biri projeye destek olmak istiyor. Bu kişi ne yapabilir?

 

Birçok şey! Mesela bizi sosyal medyada paylaşabilirler, etkinliklerimize gelebilirler, bağış yapabilirler, mail grubumuza katılabilirler, bizim için bir şeyler tasarlayabilir veya sanatla katkı yapabilirler, vajinalar ve problemlerimiz hakkında etraflarındaki insanlarla konuşabilirler, yereldeki görevlilere kadın hakları konusunda ne yaptıkları hakkında sorular sorabilirler ve etrafındaki insanlar yardıma ihtiyaç duyduğunda yanlarında olabilirler. Eminim bunların birçoğunu zaten yapıyorlardır.

 

Müzeyle ilgili nasıl tepkiler aldınız şu ana kadar?

 

Henüz müze açılmış değil ama projeyle ilgili olumlu tepkiler aldık. Birçok insan buna ihtiyacımız olduğu konusunda hemfikir.

 

Müzeyi açmadınız ama Londra ve Edinburgh’da sergi ve komedi gecelerinden oluşan etkinlikler yaptınız. Başka yerleri ziyaret etme gibi bir niyetiniz var mı?

 

Evet, şu ana kadar sadece Londra ve Edinburgh’a gidebildik; ama bu sergileri dünyanın her yanına taşımak istiyoruz.

 

Şimdi sana bir alıntı yapacağım. Bu zamanında Türkiye’de bir Başbakan Yardımcısı’nın (Bülent Arınç) vajinalar hakkında söylediği bir söz. Bu milletvekilinin düşünceleri hakkında ne düşünüyorsun, Vajina Müzesi’nin kurucusu olarak?

 

“Kürtaj meselesi konuşulurken siz öyle bir söz sarf ettiniz ki benim yüzüm kıpkırmızı oldu. Bir evli, bir bayan, çocuğu olan milletvekili kendisi ile ilgili bir organını nasıl böyle açıkça konuşabilir”

 

Nasıl yani? Neden vajina kelimesini kullanamıyoruz? Kalp, mide, akciğer ve karaciğer diyebiliyoruz ama! Utancı teşvik ederek, vajina sahibi olan her insanın karşılaştığı sorunu daha da ileri götürüyoruz bu şekilde. Eğer vajinaya ad veremiyorsak, yetkili bir makama saldırıya veya tacize uğradığımızı nasıl söyleyebiliriz? Veya tıbbi bir sorunla karşılaştığımızda nasıl doktora gidebiliriz? “Çocuğu olan bir milletvekili”nin o çocuğu muhtemelen vajinasından dışarı ittiğini söyleyebiliriz değil mi? Bunun için utanması mı gerekiyordu? Bence utanması gereken bu sözleri sarf eden kişi, kadın milletvekili değil. Ben dünyaya vajina kelimesini bağırmaya devam edeceğim, ta ki hiçkimse bu kelimeden utanmayana, çekinmeyene kadar. Böylece gerçekten dünyada pozitif değişiklikler yaratabileceğimizi düşünüyorum.

 

Senin “vajina” için kullandığın favori bir sözün var mı?

 

Vajinalar! Vulvalar! Kilitorisler! Onları adları neyse öyle çağırmalıyız derim. Bilgi güçtür!

 

Vajina Müzesi hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak istiyorsanız sitelerini ziyaret edebilir veya daha önce yapılmış feminist komedi şovlarının videolarına şu linkten ulaşabilirsiniz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bir de bunlar var

Yalan Dünya Sezon Finali
“Meşakkatli bir Nişan Taşlama”: Şefkat Nişanı Sergisi vesilesiyle Nergis Abıyeva ve Gülçin Aksoy ile Söyleşi
Bir Kadının Dili, Bedeni, Kararı: Lingui’de Anne Kız Bağları

Pin It on Pinterest