Berrin Alganer Lenz’in mektubunun Baydar ve Ulagay’ın kadınların tarihine ayna tutma çağrısına bir katkısı olması, her türlü görüş, eleştiri ve tartışmanın kadınlar arasındaki bağı güçlendirmesi ümidiyle.
“Parka, postal olmadan da devrimci olunur.”
Sol tarihlerde, tarihçelerde, anlatılarda ondan “devrimci Sevim Onursal” yerine “devrimcilerin ablası” diye bahsetmek nasıl açıklanabilir? Hareketteki “abilere” böyle yakıştırmalar (devrimcilerin abisi) yapıldığı hiç görülmüş mü?
“Tam bağımsız Türkiye mücadelesini tam bağımsız Sevim mücadelesinden taviz vermeden yürütmüş bir kadındır o.”
Son yirmi yılda yapılan, restore edilen ve dönüştürülen camilerdeki mekânsal düzenlemeler, insanların dinlenebilmesine veya birlikte vakit geçirebilmesine olanak sağlamıyor. Bilinçsizlikten ya da liyakatsizlikten yapılmıyor bu; planlı ve sistemli.
“Her karşıma çıkana dört elle sarıldım. / Her yüzüme güleni dost sandım, yanıldım. / Kalbimde yer yok artık sahte duygulara. / Seni kaybettim ama kendimi kazandım!”
Ne aile bireyi ya da akrabaydı ne de anne ya da eş
İsmin zihnime dönemin sinema sektörünün, gazetelerinin ve dergilerinin sana uygun gördüğü “şuh kadın”, “Yeşilçam’ın çıplak güzeli”, “seksi oyuncu” hitaplarıyla yer etmişti ama yüzünü kolaylıkla gözümde canlandıramıyordum.
Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyetine müzik tarihinde 3 bestekar kadın: Leyla Saz Hanımefendi, Yüksel Koptagel ve Nazife Aral Güran.
Aynur Eken dün akşam Covid-19 sebebiyle kaldığı yoğun bakım ünitesinde ardında bir grup huzuru kaçmış erkek bırakarak vefat etti.