Kadınların Geçiş Yaralarından Medeni Kanun’a Bakmak

Batılı yasaların köksüz olduğuna, Medeni Kanun’un bu topluma yabancı olduğuna, İstanbul Sözleşmesi’nin yerli olmadığına dair kurulan o anlatı, henüz en başından çatlamaya mahkumdur.

Kadınlar, Hukuku Nasıl Hayatta Kalma Stratejilerine Dönüştürdüler? 16. Yüzyıldan Bugüne Şikâyet Defterlerinde Kadınlar

Bugün Medeni Kanun’u, tekil bir perspektiften, sadece çokeşlilik ve nafaka meselesiyle tartışıyoruz. Tartışmayı yürütürken, siyasal iktidarın kültürel kodlarının sesini çok sık duyuyor, medeni hakların bu toplumun kadınları için fazla ve bol olduğuna dair eksik ve yanlış anlatıya maruz kalıyoruz. Halbuki bakmamız gereken yer, bu hakları kazandığımız kadın mücadelesi olduğu kadar, bu hakların hiçbiri kayıt altında değilken ve devlet bütün kurum, kuruluş ve görevlileriyle kadınların üstüne gelirken dahi kadınların aynı haklar için verdikleri tekil mücadeleler.

Feminizmin Edebiyattaki Dip Dalgası: Duygu Çayırcıoğlu ile Söyleşi

Yaptığım şey edebiyata, edebiyat metinlerine kulak vererek çalışmanın yöntemini şekillendirmek oldu. Kadınların hikâyelerinin bana bir yol çizmesini istedim.

Zabel Yesayan Feminist Miydi?

Feminizmi özcü bir kavram olarak değil bir yöntem olarak ele almak dünya tahayyüllümüzü nasıl değiştirir?

Memuriyet Sizin Olsun!.. Yeni Kavuştuğum Evim Bana Yeter

Müfide Muzaffer, 1932 yılında iş hayatının kadın tabiyatında yarattığı deformasyonu anlatıyor.

Pin It on Pinterest