Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyetine müzik tarihinde 3 bestekar kadın: Leyla Saz Hanımefendi, Yüksel Koptagel ve Nazife Aral Güran.
2002 yılında Kabil’de kurulan ve üç Afgan kadından oluşan indie rock grubu Burka Band, müzik ve kara mizahı buluşturmaya devam diyor.
Feminist tarihçilik, soruları bastırmadan, cevapları susturmadan, Ermeni kadınların Türkiye’de müzikal hayatta ve onun anlatısında var olma koşullarını veya yokluklarının nedenlerini anlayarak, daha bütünlüklü, ilişkisel ve eleştirel bir geçmiş anlayışı oluşturmayı gerektiriyor.
Fraser bu albümde, dünyanın anlam rezervine sığmayan hikâyeler mırıldanır. Onu belirli bir şekilde görmeye/duymaya kararlı olanları, kurallarını sadece kendisinin bildiği bir bulmaca-dil vasıtasıyla troller.
Elektronik müzik tarihinde de nerede ismi parlatılan bir beyaz adam varsa arkasında görünmez ve duyulmaz kılınmış, anonim bırakılmış, beyaz erkek olmayanların yüklü tarihi var. Bizim de onları dinlemeye ihtiyacımız. Politik kulaklarla.
“Doğallık” iddiası bulunmayan, endüstriyel sesler ve üzerinde oynanan vokallerle yarattığı müziğin kafaları nasıl karıştırabileceğini az çok tahmin edebiliriz.
Elektronik müziğin tutucu ve militarist köklerinden kurtulmasında kadınların ve kadınsılık ile özdeşleştirilen popüler kültürün oynadığı rol büyük.
Müzisyenliğinin ötesinde bir akademisyen ve araştırmacı olarak Karadeniz coğrafyasını anlamaya çalışan Kolivar’la konuştuk.
Ustvolskaya’nın en büyük başarılarından biri müziği gayri-estetikleştirilmesidir.
Grimes bütün dünyevi imtiyazları ve arzularıyla gözümüzün önünde bir insan olarak cisimleşirken…