"İşte Böyle Güzelim"i her zaman kitap olarak, kimi zamanlarda okuma tiyatrosu, bundan sonra da video olarak bulabilirsiniz.

ECİNNİLİK

SANAT

İşte Böyle Güzelim: Video

Bir çoğunuz belki ‘İşte Böyle Güzelim’in ne olduğunu halihazırda biliyorsunuz; Hülya Adak, Ayşe Gül Altınay, Esin Düzel, Nilgün Bayraktar şöyle berrakça açıklamışlar aslında:
 

Bu kitap, kadınların kadınlara anlattıkları cinsellik hikâyelerinden oluşuyor. 

 

2002 Şubatı’nda bir araya gelen dört kadın önce birbirleriyle, sonra da başka kadınlarla cinselliklerini konuşmaya başladılar: Bastırılan, kışkırtılan, metalaşan, küfürleşen, gözlerden ırak yaşanan, gözümüze gözümüze sokulan, haz veren, gizlenen, utanılan, korkulan, susulan, arzulanan, içimizi kıpır kıpır yapan, kabusa dönüşen, adı olmayan, adını başkalarının koyduğu cinselliklerimiz önce söze döküldü, sonra da yazıya…’’

 

“İşte Böyle Güzelim”i her zaman kitap olarak, kimi zamanlarda okuma tiyatrosu, bundan sonra da aşağıdaki bağlantı üzerinden video olarak bulabilirsiniz.

 

isteboyleguzelimvimeo from Selen Çatalyürekli on Vimeo.

 

Evet, internet ortalamasında bir 3’59’luk bir video değil, tam 20’22’ ve biliyorum ‘uzunmuş eve gidince izleyeceksiniz’. Bunu biliyorum çünkü siz görmeden önce, tarafımdan çokça arkadaş darlandı, nasıl olmuş diye izletildi… (Sadece) kadın ebeveyne ise ancak üstü örtülü mesaj kaygılarıyla gösterilebildi… Buradaki gibi basit bir video kurgusunda bile, kitabın önsözünde bahsedilen, hikayelerin yazıya geçirilmesinde yaşanan zorlu yolculuk çok iyi anlaşıldı.

 

Biliyorum, çünkü kaç kere başladım bu metni yazmaya. Önce çekimi iki kişi yaparken sonra aman başkası tam beceremez evhamıyla, sıfırdan video kurgulama öğrendim. ‘Umarım kitabı video haline getirmekle ve kurguda attığım kısımlarla genel cinsellik algısını tekrar üretmiyorumdur’ balonu kafada daha da kocamanlaştı. Sonra, daha başka kadınların hikayeleri dinlerken ortaya çıkan kişisel iç yoğunlaşmaları, metni hazırlamayı pek bir yavaşlattı.

 

Kısacası izlemeniz çok güzel olurdu… İçinde, izleyenlerin başka başka hikayelerde bulduğu kendisinden parçalar, her gün gördüğü ama tanışmaya imkan bulamadığı diğer kadınların derinleri var.

 

Zira, sırtımızdaki kambur da orada başlamış olabilir, inadına üstüne asılan simli renklerimiz de. Çarşafa neden limon sıkarız, Zeki Müren hangi rengi yansıtır, sırf beden özgürleşebilsin diye hastalıktan, yaşlılıktan ölmek neden hayale dönüşür… Sardunya yaprağını niye yeriz, elma paylaşmak aşk sayılır mı, eşcinsel aşkın diğer aşklardan 7 farkı nedir, bakkal amca gazete kağıdına sarmadan adet dönemi konuşulabilir mi… Neden kadın cinselliği ve ağırları üzerine düşünürken, kahkahaya sığınır dururuz… Kendi hikayelerimiz de neden gayet anlatılmaya değer olmasındı ki?

 

Bir sürü şey sıkışır bir vücutta. Bedeninin hangi bölgesinde oluştu o yumru bilemezsin ki tut onu, en kuluncundan dirseğin sivrisiyle dağıt. Beden yerine vücut kelimesini kullanınca daha mı biyolojik durdu? Belki böylece cinselliği çağrıştırmaz ama derdim bu değil ki. Ama biz tam da bunu mu konuşuyorduk, zihin bir rahatlasa ya artık. Hüzün kokusu da gitsin ya artık, bu hikayelerin yanında iyi gitmedi… Tabi şu an oturduğum yerden İstanbul’un en cincancon kütüphanesinde, önümde tartışan üniversiteli çiftten er olanının kızı öldürmekle tehdit etmesine şahit olmak da etkilemiş olabilir beni.

 

Umarım, hepimizin düğümlere ‘göbekler atma’ kıvamımız tez gelir. Dolaşmış kabloları birbirinden ayırıp çözemesek de; yine de iki başlangıç ucunu görüp de rahatlarız.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bir de bunlar var

İsimsiz Hastalık
Bu Kez Pipilerin ve Kukuların Arapça Adlarına ve Ölümsüz Tercümeye Dair
Selülite Elveda Deyin

Pin It on Pinterest