Aradığınız süper kahraman kapsama alanı içinde.

KÜLTÜR

Her Eve Lazım: Matilda

Matilda, İngiliz yazar Roald Dahl’ın 1988’de yayınlanan Matilda adlı romanının kahramanı. Dünya çocuk edebiyatının ilk yüz kitabı arasında üst sıralarda yer alan bu kitabın Türkiye’de ilk baskısı Lale Akalın çevirisiyle Can Çocuk yayınlarından çıkmış. Kitap Türkçe’de 39. baskısında.

 

Çocuklarınız neyle mi karşılaşacak Matilda’yı okuduklarında?

 

Kendi kendini büyüten bir süper kahramanla.  

 

1. Matilda okur.  

Hem de öyle böyle değil, Matilda çok kitap okur. Daha üç dört yaşındayken okumayı evin içindeki gazete ve dergilerden kendi başına öğrenen Matilda eline ne geçerse okur. Evdeki tek kitap olan yemek kitabını hatim ettikten sonra evlerine 10 dakika yürüyüş mesafesindeki devlet kütüphanesine giderek önce tüm çocuk kitaplarını, ardından da İngiliz ve Amerikan klasiklerini bir bir okumaya koyulur. Olsa olsa 5 yaşındadır üstelik.

İlk altı ayda okuduğu kitaplara bir bakalım:  

Charles Dickens’ın Nicholas Nickleby’si ve Oliver Twist’i

Charlotte Brontë’nin Jane Eyre’i

Jane Austen’in Aşk ve Gurur’u

Thomas Hardy’nin Tess’i

Mary Webb’in Kayıplara Karışmış’ı

Rudyard Kipling’in Kim’i

H.G. Wells’in Görünmez Adam’ı

Ernest Hemingway’in İhtiyar Adam ve Deniz’i

William Faulkner’in Ses ve Öfke’si

John Steinbeck’ten Gazap Üzümleri

J.B. Priestley’in İyi Dostlar’ı

Graham Greene’in Brighton Rock’ı

George Orwell’in Hayvan Çiftliği  

Muazzam liste değil mi? Yalnız okumakla da kalmaz Matilda üstelik. Okuduğu yazarlar hakkında fikri vardır. Eleştirel bir gözle yorumlar kitapları ve yazarlarını. “Bay Hemingway anlamadığım bir çok şey söylüyor” der Matilda. “Özellikle kadınlar ve erkekler hakkında. Ama yine de çok sevdim. Öyle bir anlatıyor ki sanki ordaymışım da olan bitene bizzat şahit oluyormuşum gibi hissediyorum okurken.” Ya da “Aslan, Cadı ve Dolap’ı sevdim,” der Matilda. “Bence Bay C. S. Lewis çok iyi bir yazar. Ama bir eksiği var. Kitaplarında komik yerler hiç yok.”   Öğleden sonra evde yalnız bırakılan Matilda zamanını televizyon izleyerek ‘öldürmez’. Kütüphaneden aldığı kitapları okur. Boş zamanlarını bingo oynayarak geçiren annesi; üç kağıt çevirerek döküntü ikinci el arabaları müşterilerine kakalayan sahtekar babası ve varlığıyla yokluğu bir, kendinden beş yaş büyük saftirik erkek kardeşi televizyon karşısında otururken Matilda odasına çıkar ve kitaplara gömülür. Anne ve babasının kitap okumayı tasvip ve teşvik etmeyişini eleştirir: “Keşke birazcık Dickens ya da Kipling okusalar da hayatta diğer insanları kandırmaktan ve televizyon izlemekten çok daha fazlası olduğunu hemen anlasalardı ya.’’  

 

2. Vicdanı hürdür ve cesurdur Matilda.   Parlak renkli ekose ceketler giymekten hoşlanan Matilda’nın hödük babası Bay Wormwood muhtemelen çalıntı ve hurdaya çıkmak üzere olan arabaları aklınıza gelmeyecek türden hile ve düzenbazlık ile yeniymiş süsü vererek müşterilerine satar. Bunu kariyerinin en büyük başarısı olarak gören ahlaksız ve vicdansız bir iş adamıdır. İşini oğlunun devam ettireceğine inandığı için ara sıra başarısının sırlarını onunla paylaşır. Matilda hep dışlanır ve gerizekalı yerine konur. Ancak küsmek yerine her defasında babasının yaptıklarının yanlış olduğunu, onun hiç de ahlaklı olmadığını vurur yüzüne çekinmeden. “İğrenç bu yaptığın. Sana güvenen insanları aldatıyorsun.’’ der Matilda, doğru ve yanlış terazisinin ayarını vicdanı ile yapmayı başararak.  

 

3. Matilda zekidir.   Sahip olduğu zekâ, haydi diyelim ki Allah vergisi ya da genetik piyangosu. Ama bu zekâyı bilgece kullanır Matilda. Kötü kalpli, kötülük yapmaktan çekinmeyen, cahil, ilgisiz ve kaba yetişkinlere karşı çok isabetli kullanır bu kozunu. Özellikle de okulda. Okul dediğimiz şey bir nevi hayatta kalma sanatını öğrendiğimiz bir sirk nihayetinde. Kime ne kadar mesafede duracağımız, kiminle nasıl konuşabileceğimiz, öğretmen-öğrenci ya da öğrenci-öğrenci arasındaki otorite savaşlarında yerimizi nasıl tayin edebileceğimizi her gün yeniden sınayabileceğimiz yegane mekandır okul. Matilda tehditkâr ve tehlikeli okul müdiresi Bayan Trunchbull’la konuşurken onunla dalga geçtiğini hissettirecek ama dalga geçtiğini belli etmeyecek kadar akıllıdır. Bunu ona belli etmenin tam bir intihar girişimi olacağını bilir çünkü.   Masallardaki kötü devdir okul müdiresi Bayan Trunchbull. Zamanında Olimpiyat Oyunları’nda ülkesi adına çekiç atmış bu zalim kadının öğrencilerine uyguladığı akıl almaz şiddet ve işkence eylemlerini iyi okur Matilda. Yine bir gün sırf saçlarını keçi kulak topladığı için bir kız çocuğunu bahçe duvarından öteye fırlatır Bayan Trunchbull. Matilda ve arkadaşları nasıl olur da buna anne-babaların dur demediği üzerine fikir yürütürler. Anne ve babalar böyle bir şeyin gerçek olabileceğine ihtimal vermeyecektir çünkü, o kadar basit. Matilda bu kötülüğü anlamaya çalışırken bilgeleşir adeta: ‘’Yakayı sıyırmak istiyorsan, hiçbir şeyi yarım yapma. Olmayacak olanı yap, ölçüsüz ol. Sonuna kadar git. Yaptığın her ne ise, o kadar çılgınca yaptığından emin ol ki yaptığın şey inanılmaz hale gelsin!’’  

 

4. Kendine güveni tamdır Matilda’nın.   Annesi ve babası her fırsatta kızları Matilda’yı aşağılar, küçük görür ve ona hakaret ederler. Bu sistematik değersizleştirme politikası sökmez Matilda’ya. Aptal olduğunun ona sürekli söylenmesine elbette içerler ama daha çok kızar. Çünkü çok iyi biliyordur ki aptal değildir.   İlk defa gittiği kütüphanede “Bol resimli bir kitap bulmak için yardımcı olmamı ister misin?” diyerek yardım teklif eden Bayan Phelps’e, “Hayır, teşekkürler. Kendi başıma becerebileceğimden eminim.” der Matilda. Henüz 4 yaş 3 aylıktır.   5. Kendi başının çaresine bakabilir Matilda.

 

  4-5 yaşından beri hafta içi her gün öğleden sonralarını evde tek başına geçirir Matilda. Ağlayıp sızlanmak ya da hiçbir şey yapmadan bir köşede televizyon izlemek yerine kalkar ve mutfakta ulaşabildiği şeylerle kendine yemek hazırlar. Karnını doyurur. Hatta kitap okurken yudumlamak için süt ısıtıp sıcak çikolata hazırlar kendine.   Sadece evde yalnız kalabilmek ya da karnını doyurabilmek değil Matilda’yı bağımsız yapan. Evdeki tek kitap olan yemek kitabını okumak onu kesmediği gün yakındaki devlet kütüphanesine gidebilir. Kitap ve bilgiden uzak, hatta onlara düşman ebeveynlerin elinde büyümesine rağmen Matilda, gidip ihtiyacı olan bilgiye ulaşmaya talip olur bir anlamda, öğleden sonraları o kütüphanenin yolunu tutarken. Hiçbir fayda göremeyeceği anne ve babasının ellerine bırakmaz eğitimini ve kendi başının çaresine bakmak için ipleri eline alır.  

 

6. Kötülerin cezasız kalmadığından emin olur Matilda.   Televizyon önünde akşam yemeği yemek yerine yemek masasında kitap okuyarak yemek istediği bir akşam, Matilda’ya izin vermediği gibi bir de azarlar babası onu. Sonra bir gün, Matilda’nın kütüphaneden ödünç aldığı kitabı parçalar. Akılsız bir adamın bu davranışları kendi öz babası da olsa cezasız kalmamalıdır. Matilda tüm zekâ ve hünerleriyle babasını kendi bildiği yollardan cezalandırır. Televizyon olayı için babasının kafasından hiç çıkarmadığı ve gururla taşıdığı Alamancı şapkasına Japon yapıştırıcısı sürer. Kitabını parçalamasının hesabını ise arkadaşından bir geceliğine aldığı papağanı kullanarak keser. Papağanı şömineye saklar ve gecenin bir vakti konuşmaya başlayan papağanı hayalet zanneder tüm ev halkı.   Kötüler cezasız kalmamalıdır ve kötülüğün ete kemiğe bürünmüş hali olan okul müdiresi Bayan Trunchbull da Matilda’nın elinden görür belasını. Yıllardır psikolojik ve fiziksel şiddete maruz bıraktığı, öğretmen maaşına kadar elinde neyi varsa aldığı Bayan Honey’nin rahmetli babasının ruhuymuş gibi davranır Matilda telepatik güçlerini kullanarak. Yenilmez yıkılmaz olarak nam salmış Bayan Trunchbull oracıkta korkudan bayılır ve aldığı ne varsa geri verip kasabayı terk eder.  

 

7. Duygusal olgunluğa erişmiştir Matilda.   Öğretmeni Bayan Honey’nin yaşadığı kulübenin içler acısı halini gördüğünde ve hatta içtikleri çaya atacak şeker bile olmadığını fark edince Matilda empati kurar karşındakiyle. Durumun ne kadar nazik olduğunu kavrar ve öğretmenini rencide edebilecek ya da incetebilecek davranışlardan kaçınır. Hatta sohbet ederken koskoca ilkokul öğretmeni 6 yaşındaki Matilda’nın olgunluğundan etkilenip hiç kimseye anlatamadığı geçmişini onunla paylaşır. Matilda öğretmenini dikkatle dinler. Kendisine açılan derde derman aramaya koyulur hemen. Öğretmeninin evinden ayrılmadan daha olayı çözmek için bir çözüm planı tasarlamıştır bile.

 

Duygusal olgunluğun en üst basamaklarından biri de hayatınızdan size zararı dokunan insanları çıkarabilme becerisidir. Matilda bu son adımı da kendi kendine atar. İhmalkâr bir anne baba yerine hayatının geri kalanında kendine ebeveyn olarak uygun gördüğü Bayan Honey’yi seçer. Kendi anne babasını ikna edebilmek için işe koyulur. Başarması da zor olmaz.

 

 

Sizce de dokuz yaşındaki kızım Asya bunları neden okusun ki, değil mi? Okuyup da kendine bu kadar lüzumsuz özelliği ufacık bedeninde toplamış Matilda’yı kendine örnek mi alsın? Örnek alıp da ne yapsın?

YAZARIN DİĞER YAZILARI

MEYDAN

YSaraybosna’yı İyileştiren Kadınlar
Saraybosna’yı İyileştiren Kadınlar

"Kentsel alanları, bu alanlar ile semt sakinleri arasındaki ilişkileri canlandırarak o öfkeli ve korkmuş insanları değiştirmek bence en önemli şey."

KÜLTÜR

YChristine Neden Canlı Yayında İntihar Etti?
Christine Neden Canlı Yayında İntihar Etti?

“TV 40 haber spikeri Christine Chubbuck bu sabah Kanal 40’ta yayınlanan bir sohbet programında canlı yayında kendini vurdu."

Bir de bunlar var

Sınıfsız, Zamansız Bir Mücadele: Üç Kadın Yazarın Öykülerinde Feminizmin İzlerini Aramak
Hikmet Şırlak’la Söyleşi: Kilimi Keşfetmek
Kantonun Serencamı: Osmanlıdan Bugüne, Kantodan Drag Kültürüne

Pin It on Pinterest