Kondomdan başka herhangi bir yöntemin tam olarak nasıl çalıştığı, ne gibi yan etkileri olduğu, kişiden kişiye yöntemlerin nasıl değiştiği, vs. tarzı bilgileri edinmek benim için çok mu zordu bu internet çağında? Değildi elbet.

KÜLTÜR

Doğum Kontrol Yöntemleri: Kim, Neyi, Nerede, Nasıl Kontrol Ediyor?

Hacettepe Üniversitesi tarafından 2012-2014 yılları arasında yürütülen bir araştırma Kasım 2014’te Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2013 (TNSA 2013) adıyla yayınlanmış [1]. Bu Hacettepe Üniversitesi’nin 1968’den beri her beş yılda bir yaptığı gayet kapsamlı bir çalışma (15-49 yaşları arasında yaklaşık 10,000 kadın ile görüşülmüş). Rapora gore evli kadınların %74’ü doğum kontrol yöntemi kullanıyor. Bu yöntemler modern (hap, kondom, Rahim İçi Araç, tüplerin bağlanması, ertesi gün hapı gibi) ve geleneksel (geri çekme ve tehlikesiz günler) olarak ikiye ayrılmış. Modern bir doğum kontrol yöntemi kullanan (halen evli) kadınların oranı %47 iken geleneksel yöntem oranı %27. Kadınların neredeyse hepsi birçok doğum kontrol yönteminden haberdar. Modern yöntemlerden en çok bilinenler Rahim Içi Araç (RİA) ve hap. Ama haberdar olmak her zaman bilmek anlamına gelmiyor.

 

Peki gerçekten ne kadar bilgiliyiz doğum kontrol yöntemleri hakkında? Hepsinin adlarını duymuşuzdur büyük ihtimalle ama gebeliği engelledikleri dışında haklarında iyi kötü ne biliyoruz? Hiçbirimiz sağlık dersinde bunları öğrenmedik. Şahsen ben hiç kimseden bu konu hakkında bilgi almadım büyürken. Sadece kulaktan dolma, annemden ve ablamdan fikirler edindim. Mesela 15 yaşıma kadar duyduğum yöntemler ‘hap’ ve ‘spiral’ idi. Duyduğum derken sadece var olduğundan haberdar olduğum, adını bildiğim demek istiyorum. 25 yaşımı geçince bu bilgisizliğimden utanmaya başladım artık. Kondomdan başka herhangi bir yöntemin tam olarak nasıl çalıştığı, ne gibi yan etkileri olduğu, kişiden kişiye yöntemlerin nasıl değiştiği, vs. tarzı bilgileri edinmek benim için çok mu zordu bu internet çağında? Değildi elbet. Çok geleneksel bir ailede yetiştirildiğimden olsa gerek, kadınlığımdan konuşmak çok zor geliyordu bana. Ama etrafıma bakınca daha modern ailelerde yetiştirilen arkadaşlarım da öyle çok ahım şahım durumda değiller.

 

gb

 

Yaşımız ilerledikçe, arkadaşlarımla doğum ve doğum kontrolü hakkında daha çok konuşmaya başladık. Birçok arkadaşımın tek korunma yöntemi olarak ‘geri çekme’yi kullanması beni en çok şaşırtan şeylerden biri oldu. TNSA 2013’ün bulguları şaşırmamam gerektiğini söylüyor oysa ki. Türkiye’deki kadınların %26’sı bu yöntemi kullanıyor, ve bu yüzde kent/kır, eğitim düzeyi, doğu/batı tarzı ayrımlarda çok fark göstermiyor. Kondom (yaklaşık %15) ve hap kullanımında (yaklaşık %4) daha
belirgin ayrımlar görülürken, en popüler modern yöntem olan RİA kentlerde (%17) ve kırsal kesimde (%15) çok benzer oranlarda kullanılıyor. (Verdiğim rakamlar evli kadınlar için geçerli. Tüm kadınlar alındığında yüzdeler daha düşük.) Bu rakamları Amerika’ya kıyasladığımızda [2] en belirgin farklılıklar geri çekme, hap ve RİA yöntemlerinde. Amerika’da geri çekme yöntemini kullananların oranı sadece %3. Bu yöntemin en güvensiz yöntemlerden biri olduğunu biliyor gibiler. (Geri çekme sadece %96 etkili bir yöntem. RİA’ın güvenilirliği ise %99’dan daha yüksek.) Hap en popüler doğum kontrol yöntemi Amerika’da (%17). RİA ise %3.5 ile o kadar çok kullanılmıyor. Bunun nedenlerinden biri bu yöntemin Amerika’da çok pahalı olması olabilir. Herhangi bir yöntem kullanan kadınların yüzdesi ise bize göre biraz düşük: %62. (Amerika için veriler 2006-2010 yılları arasında toplanmış.)

 

Doğum kontrol yöntemleri hakkında ancak kulaktan dolma bilgimiz olduğu gibi, yorumlarımız da ya kulaktan dolma ya da geleneğe dayalı. Benim arkadaşlarım arasında en büyük inanış hormonlu doğum kontrol yöntemlerinin kısırlığa yol açması. Mantıklı olarak adetinle (yani kadınlığınla) oynayan bir şey kadın kısımların için kötü olmalı. Hatta biyoloji doktorası yapan bir arkadaşım bunu Fizyoloji 101 dersinde öğrendiklerini iddia etti. Tabii bu argümanı ilk duyduğunuzda karşı çıkmak zor oluyor çünkü mantıklı. Sonradan sorduğum doktor arkadaşlar ise hormonlu yöntemlerin (bıraktıktan sonra) doğurganlığa bir etkisi olmadığını, sadece hapı bıraktıktan sonra doğurganlıkta 6 ay gecikme olabileceğini söyledi. Ama iki grup da bana bilimsel makale gösteremediler ne yazık ki. Doktor arkadaşım bunun onlar için çok genel bir bilgi olduğu için hemen aklına bir makalenin gelmediğini söyledi. Anlaşılabilir, biri bana Newton’un kurallarına niye inanalım dese, ben de Principia’yı gösterecek değilim. Kendi yaptığım kısa bir internet aramasıyla iki tane makale buldum bu konuda. (Tabii ki bu konuda daha fazla makale var, ama bu ikisini örnek olarak veriyorum.)

 

Bunlardan biri 2004’te İngiliz kadınlarla yapılan bir çalışma [3]. Bulgularından bir tanesi hapları kullanıp bırakan kadınların kondom kullanıp bırakanlara göre hamile kalma süresinin (hamile kalmaya çalışmaya başlamak ile hamile kalmak arasında geçen süre) 2 kat daha uzun olması. Tabii bu sonunda hamile kalmadıkları anlamına gelmiyor ve benim doktor arkadaşımın dediği ile çelişmiyor. Bu makaleyi ne kadar dikkate almak gerektiğine emin değilim açıkçası çünkü bulgularından bir tanesi hiçbir doğum kontrol yöntemi kullanmayan kadınların hamile kalma süresinin kondom kullananlardan 5 kat daha fazla olması. Yeterince kadınla görüşmemiş olmaları veya data havuzlarının yeterince çeşitli olmaması varyasyonlara sebep olmuş olabilir. 2013’de Danimarkalı kadınlarla yapılan bir çalışma ise doğum kontrol haplarının bırakıldıktan sonra hamile kalmada kısa süreli bir gecikmeye sebep oldukları halde uzun sürede doğurganlığı arttırdıklarını bulmuş [4]. Tabi gönül ister ki bu tarz çalışmalar hem daha türlü bir demografik ile hem de Türkiye’deki kadınlarla da yapılsın ki sorularımıza ikna edici cevaplar bulalım.

 

Doğum kontrol hapları ilk çıktığında bir kadın hakları devrimi olarak görülmüştü. 1960’lardan bu yana hem haplar değişti (şu anda daha az oranda hormon içeriyorlar ve yan etkileri çok daha az) hem de yeni yöntemler (hormonsuz RİA’lar gibi) ortaya çıktı. Her kadının birçok yöntemden haberdar olması ve kendine en uygun olan doğum kontrol yöntemini bulması istenmeyen gebeliklerin önüne geçmek açısından çok önemli. (İstenmeyen gebelik oranı Türkiye’de %12 iken Amerika’da %50!)

 

Tabii bir de bu işin ‘Peki erkekler kondomdan başka ne gibi yöntemler kullanabilir?’ kısmı var. Mesela erkeğin kanallarının bağlanması yönteminden kadınların sadece %30’u haberdar ve bu yöntem neredeyse kimse tarafından kullanılmıyor. (Tüplerin bağlanması oranı %10 buna kıyasla.) Evet, istenmeyen gebelikler, kadınların hayatlarına etkileri açısından ciddi bir sorun. Ama hangi doğum kontrol yöntemini, kimin, nasıl kullanacağı da ciddi bir mesele. Bu konuda yeterli ve gerekli bilgiyi bize sunan bir kurum, kaynak, kişi olmaması da cabası. İş başa düşüyor 5Harfliler, araştırmak bizim işimiz.

 

Kaynaklar
1- Hacettepe Üniversitesi, Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması
2- Patterns of Contraceptive Use in the United States
3- Hormonal Contraceptive Side-Effects
4- Oral Contraceptive Use

Bir de bunlar var

Gia Carangi
Belirsizliğin Kahramanları: Bir Yarıbilim Olarak Psikiyatri
Kadın Kadın Mıdır?

Pin It on Pinterest