Giyim şeklim çalışmak istediğim yayınevinin profiline uymadı ama buna kızamadım çünkü amcam işyerine eleman alırken çalışanının başörtülü olması şartını koyuyor. 8 Martta beni “başörtülü bacı” yaparak elini güçlendirmeye çalışan kadına gücenemedim çünkü eskiden camiye girip namaz kılmadan önce uzun etek+başörtü giyen mini etekli bir kadın görünce nasıl şaşırdığımı ve sevindiğimi hatırladım.

MEYDAN

YAZI

Artık Ar Edin Lütfen

Rennan Pekünlü, 2011 yılında başörtülü öğrencilerini derse almadığı ve fotoğraflarını çektiği için 2012’de 2 yıl 1 ay hapse mahkum edilmişti ve geçen hafta teslim oldu. Başörtülü öğrencilerin derse alınmaması haberlerine alışıktım ama bu yüzden birinin hapis cezası alması hepimiz için bir ilk.

 

Haberi duyduğumdan beri sevinmiş değilim. Evet” ideolojik sebeplerden dolayı birinin eğitim hakkını engellemek ve fotoğrafını çekerek onurunu zedelemek suçtur” dedim sonra ama cezası bu kadar ağır olmamalıydı deyiverdim. “Derse alınmayan öğrencilerin suçu neydi?” dedim, “kimse adamı cezalandırırken o öğrencilerin adalet kaygılarını dikkate almıyor. Her şey her zamanki gibi politik ve rövanş amaçlı.” deyiverdim.

 

Yaşım itibariyle 28 Şubat sonrası başörtüsü ayrımcılığına belki çok da maruz kalmadım. Birkaç cumhuriyet teyzesi ve amcası tarafından taciz edilmeyi, “giyim şekliniz iş yerimizin profiliyle uyuşmuyor” gerekçesiyle reddedilmeyi, 8 Mart kadınlar yürüyüşünde yanıbaşımızdaki kadının “Tayyiiiiiiip bak başörtülü bacın da bizimle” diye bağırıp benim ve arkadaşlarımın fotoğrafını çekmek istemesindeki ısrarını ve can sıkacak birkaç şeyi daha saymazsak gerçekten çok dramatik bir durumla karşılaşmadım. Biraz da bu sayede duruma tarafsız bakmaya, adil olmaya çalışıyorum.

 

Ülkede ciddi bir toplumsal kutuplaşma olduğunun farkındayım. Etiler’deki cumhuriyetçi teyzenin giyimim yüzünden bana duyduğu öfkeyle Çarşamba’daki adamın dar pantolon giyen kadına olan öfkesi benzer refleksler. Giyim şeklim çalışmak istediğim yayınevinin profiline uymadı ama buna kızamadım çünkü amcam işyerine eleman alırken çalışanının başörtülü olması şartını koyuyor. 8 Martta beni “başörtülü bacı” yaparak elini güçlendirmeye çalışan kadına gücenemedim çünkü eskiden camiye girip namaz kılmadan önce uzun etek+başörtü giyen mini etekli bir kadın görünce nasıl şaşırdığımı ve sevindiğimi hatırladım. Kızgınlığı adaletli bir şekilde pay etme çabası çoğu zaman biri yüzünden ötekini mazur görme, her biri için teker teker mahcup olma haline dönüştü. Adil kalma çabası her an “hükümet yancısı” ya da “solcu yancısı” damgası yeme tehlikesiyle kaşı karşıya, hele ki başörtülüysen.

 

Pekünlü’nün aydın zihniyeti gereği başörtülü öğrencilerini fişleme ve eğitim haklarını engelleme çabasına karşılık aldığı cezanın adaletli değil ideolojik olduğunu fark edebilmek, Pekünlü savunucularının fikri tökezlemelerini ifşa etmeye engel değil. Bu savunucuların kullandıkları dille toplumsal kutuplaşmanın hangi ucunu, ne kadar net bir şekilde temsil ettiğini görmek de mümkün.

Tweeti görür görmez aklımdan geçen cümle “Hoppalaaa yine kafasına taşı yiyen biz olduk” dedim ama meğer en naif duyguların insanı olan Onur Behramoğlu aslında benim gibi başörtülülerden bahsetmiyormuş onun derdi türbanlılarmış ve bunu açıklamak adına okuduğumda gülmekten kendimi alamadığım bir Latife Tekin röportajını referans vermiş.

 

O dönemde çoğu öğretim görevlisi gibi AYM kararlarını uygulayan fakat uygularken fazla şevkli davranıp başörtülü öğrencilerin fotoğraflarını çekerek öğrencilerin kişilik haklarını zedeleyen Prof. Pekünlü hakkında verilen ceza orantısız ve ideolojiktir demiştim. Bunu tam yazı ortasında bir daha hatırlatayım da bir kısım okuyucu beni belli taraflardan birine ötelemeden yazıyı bitirebilsin.

 

Onur Behramoğlu’na türban kelimesini kemalist zihniyetin ülkemize getirdiğini, “başörtüsü değil türban” diyerek artık geçmişte kalması gereken çok ucuz bir siyaset güttüğünü hatırlatmak isterdim ya da Latife Tekin, hala 2008 de verdiği röportajdaki gibi düşünüyorsa röportajdaki “Onlarla aramızdaki tartışma şu: İyi tamam, örtünmek istediniz, böyle bir ihtiyaç hissettiniz, o zaman başınıza bir şey atarsınız ama bu yaptığınız şeyin bir formu ve biçimi var. Bu, tasarlanmış bir şey. Herkes aynı anda, aynı şekilde kapanmayı adet edinmiş. Neden? Örtünmenize karşı değilim, örtünün, bu sizin kendi seçiminiz ama aynı biçimde örtünmeniz irkiltici. Üniforma gibi. Eğer inancınız doğrultusunda, Allah’a kendinizi daha yakın hissetmek ya da sevdirmek için yaptığınız bir şeyse, bunun bir ortak biçimi olamaz. Bana doğal gelmeyen bu.” cümlelerini ele alıp kendisini uzun uzun eleştirebilir ve ona kimlikler, inanışlar ve getirdiklerini açıklayabilirdim ama sırası değil. Bu tartışmalar defalarca yapıldı ve bunları tekrarlamak anlamlı gelmiyor bana.

 

Ben artık tarafların tartışma malzemesi olmaktan sıkıldım. Her seferinde başörtümün amacına vurgu yapılarak sembol haline getirilmekten, kutsal bir misyon üstlenmek zorunda bırakılmaktan, örtme şeklimin mercek altına alınmasıyla zihniyetim hakkında yorumlar yapılmasından, başörtülü bacı olmaktan sıkıldım. Bir insanın devrimci mücadelesini başörtülü öğrencilerin eğitim hakkını engellemeye çalışmaya indirgemesinden ve hala eğitim almalarını insan hakları sözleşmesine aykırı bulmasından sıkıldığım kadar Erdoğan’ın hiyerarşik bir dil kurarak beni bacı ilan etmesinden ve hala üzerimden siyaset devşirmesinden de, başörtülüler için verdikleri mücadele gereği onlar üzerinde tahakküm kurma hevesinde olanlardan, buna hakları olduğunu sananlardan da sıkıldım.

 

Biz başörtülüler büyük fillerin tepişirken çiğnediği çimler değiliz. “Yıl olmuş 2014 ben kimlik mücadelemi hala başörtü üzerinden gerçekleştirmekten harbi ar ederim ama siz beni buna zorlamaktan ar etmiyorsunuz” demiştim geçenlerde. Artık ar edin lütfen yıl neredeyse 2015 olacak.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

MEYDAN

YEmekçi Kadınların Kızılcık Şerbetine Karnı Tok
Emekçi Kadınların Kızılcık Şerbetine Karnı Tok

Yıllar önce seçim vaatleri çarşaf çarşaf yayınlanırken yalnızca “Aile politikaları” başlıklarında kendilerine yer bulabilen kadınların bugün somut çözümler içeren ve muhatap alan politikalar arasında seçim yapabilme imkânı bulması Türkiye’deki kadın hareketinin etkisinin bir meyvesidir.

MEYDAN

YBir “Ev Hanımı”nın Emeklilik Rüyası
Bir “Ev Hanımı”nın Emeklilik Rüyası

2018 yılında yine seçim öncesi açıklanan vaatlere baktığımızda, AKP’nin “Ev kadınları ve çalışan annelere erken emeklilik düzenlemeleri yapıyoruz” diyerek yıllardır haklarının teslim edilmesini bekleyen kadınların ağızlarına bir parmak bal çaldığını ama iktidarının devam ettiği yıllarda bu konuda yine hiçbir şey yapmadığını görüyoruz.

ECİNNİLİK

YMotosiklet kaskı üzerine teolojik mülahazalar
Motosiklet kaskı üzerine teolojik mülahazalar

Belli ki, teknoloji bir felsefi problemi daha çözmüştü.

ENGLISH

YHavle Women’s Association: “Contrary to general assumptions, the Justice and Development Party base does not comply with everything that the government decrees”
Havle Women’s Association: “Contrary to general assumptions, the Justice and Development Party base does not comply with everything that the government decrees”

Contrary to the general assumptions, the Justice and Development Party base does not comply with everything that the government decrees, neither about alimony law, early marriages nor about the withdrawal from the Istanbul Convention.  

Bir de bunlar var

Berfin’in Geri Aldığı Şikâyeti Ne Anlama Geliyor?
Türkiye Haberciliğinin Mıstıkları
Feminizm mutsuzluğumuzu giderme umudumuz da değil miydi?

Pin It on Pinterest