Ekranınızı kırdığım için özür dilerim ama benim bir günahım yok. Helly Luv yeni klip yapmış. Onun şerefine sizi biraz gif’e boğacağım, biraz ekran kıracağım, molotofla coşturup, ŞİDDETE SON pankartlarıyla IŞİD tankının önüne atacağım. Yeni şarkının adı Revolution, yani Devrim (ve tabii biraz da aşk).
Altın topukları, kınalı elleri, mermili bilezikleri ve kırmızı-beyaz kefiyesinden taşan kızıl saçlarıyla açtığı ‘ŞİDDETE SON’ pankartıyla IŞİD tankını durdurduktan sonra Helly Luv, kül olmuş bir arabanın tepesinde ‘SAVAŞA SON’ diyor.
(Arabaya yasladığı altın kaplama AK47’ye dikkatinizi çekerim, sonra yine karşınıza çıkacak)
Savaşa son! Ama nasıl? Elbette birleşerek; çünkü birlikten kuvvet doğar ve devrim birlik, kuvvet ve cesaret gerektirir. Helly Luv da işte bu mesajı şarkısında ‘hangi dinden, hangi ırktan olursanız olun gelin birleşelim ve terörü alt edelim’ diyerek veriyor. Daha doğrusu ellerinde İngilizce (ve arada sanırım BM mutlu olsun diye Arapça ve Japonca!? da olan) pankartlarla IŞİD’i protesto eden ve halkların kardeşliği mesajları veren halk, ‘biz zaten alt ediyoruz, siz de bu mücadeleye katılın’ diyor. Klip boyunca IŞİD askerlerinden kaçan çoluk çocuğu, kadını adamı, yaşlıyı genci korkusuzca savunuyor Helly Luv. Tankın tepesinde kalaşnikoflu kadınları gören ben tansiy.. testosteronumun fırlamasıyla bir o yana zıplıyorum bir bu yana (salonda, koltuk tepesinde).
Devamında, bir anda düzenli Kürt ordusunun başında, altın kaplamalı silahı ve kırmızı pantolonuyla beliriyor Helly Luv.
Bir ordu hayaliyle gerillalık arasında gidip geldiğimiz bu süreç en nihayetinde IŞİD tankının bombalanması ve defedilmesiyle son buluyor.
Bir kısmınız, Helly Luv da kim ola, diyebilir. Gerçek adı Helan Abdulla ve 88 doğumlu. İran-Irak savaşı sırasında ailesi Finlandiya’ya göçüyor ve Helan da orada büyüyor. 18 yaşına gelince şarkıcı olacağım diye evden çıkıyor ve Los Angeles’a taşınıyor. LA’li bir prodüktörün elinden tutmasıyla beraber, geçen kış ‘Risk It All’ (Herşeyi Gözden Çıkar) adlı ilk müzik vidyosunu yayınlıyor. Hemen aşağıda linklediğim Guardian röportajında işleriyle ‘devrim gibi bir şey’ yapmak istediğini söyleyen Abdulla ilk klibi yayınlandıktan sonra ciddi bir takipçi sayısına ulaşıyor.
Erbil yakınlarında terk edilmiş bir köyde çektiği bu klip IŞİD’e yönelik olduğunu tahmin ettiğimiz bir molotof kokteyli atma sahnesiyle başlıyor. (Hatta bunun üzerine IŞİD alınıyor ve ölüm tehditleri yolluyor.) Düğün hızında “haydi eller havaya”dan “silahlar havaya”ya hızlı bir geçiş yapan Helly Luv, Ortadoğu’nun ve belki hatta dünyanın yeni Tomb Raider’ı olma yolunda zılgıt çekerek ilerliyor.
Helly Luv daha ilk klibinde göbek dansımızı Shakira’dan geri alıyor ve ait olduğu yere, çölde aslanların arasına, Erbil’in damlarına geri getiriyor.
Kleopatra’dan beri biz Ortadoğulu kadınlar cildimizi erken yaşlandıran çöl güneşine, yıkamamız gereken çamaşıra, bizi kapatmaya çalışan onlarca imparatorluğa devlete inat dinç, seksi, sokakta kaplan yatakta da kaplan kalabilmişiz. İşte Helly Luv sadece IŞİD’e karşı savaşmıyor, kadınınızı da kutluyor.
Ekim 2014’te Elle Dergisi editörü Valeri Toranian’ın dergiden ayrılırken yazdığı Kürt kadın peşmergeleri öven yazısı üzerine kendi aramızda yaptığımız tartışmayı siteye taşımıştık. Kürt kadını moda mı oluyordu? Peşmerge kıyafetleri yeni trend miydi? ‘Savaş’ ve ‘devrim’ fabrikalarda pantolonlara, gömleklere rengarenk dikişlerle mi işleniyordu? Ve bunlar tam olarak ne demekti? Bu gibi sorularla can sıkmıştık. Helly Luv o tartışmaya boyut atlatarak…
(getting down with kalaşnikofs)
… kalaşnikoflarla savaş/dans pistine taşıyor. Bir yanda IŞİD tarafından öldürülen insanların görüntülerini verirken diğer yanda kendisi, savaşan Kürt kadınlarını temsilen dore topuklularıyla IŞİD tankına meydan okuyor, savaşta çarpışıyor, barut tozuyla sessizliği yırtıyor, ‘ateş bizde, haydi yakın’ diyor, çölde aslanlarla sonra damda tek başına göbek dansı yapıyor, çocuklarla koşuyor, sokaktaki yakışıklı Kürt erkeğiyle kesişiyor; ve tüm bunlarla uğraşırken tarzından taviz vermiyor, ‘manikürsüz asla’ diyor.
Yalnızca siyah gölgeli gözleri gözüken çarşaflı kadın imajından, kefiyeli buğulu isyankar gözlere geçiş yapıyoruz. Bütün bunlar olurken ben, yerinde sayan bir ortadoğu tahayyülünün ortasında nefes nefese salonda pijamalarımla REVOLUTION SEXY UNITE diye bütün kanallarım şaşmış, devrim zehirlenmesi geçirerek oynuyorum…
“Hayatta kalmayı başardım çünkü içimdeki ateş etrafımdaki ateşten daha yakıcıydı”
Fotoğraf: Safin Hamid
Peki hakikaten, siz ne düşünüyorsunuz?
