Seks işçilerinin hak mücadelesine erkekler karışınca…
Bu heykeli göreniniz var mı? Bakınca ayak parmaklarınızdan başlayıp bedeninizden yukarı doğru çıkan bir sıcaklık hissediyorsunuz değil mi? Zihniniz yavaş yavaş ele geçiriliyor…
Her güne bir yumurta… Kötü zamanlar dostlar… Çok kötü zamanlar!
İstiklal Caddesi’ndeki Sephora mağazası, Emek Sineması’nı yutan iğrenç Demirören AVM’de olması yeterince antipatik değilmiş gibi vitrinine bu fotoğrafı koymuş. Kadın o kadar gençleşmiş ki ağzında emzik var. Çünkü bebekler emzik takar. Kadın o kadar genç yani… Anladınız mı, anladınız mı? Seksi kadın ve emzik imgelerini birleştirmekte ise tabii ki hiç sorun görmemişler. […]
Kadınlar üzerindeki “çok çocuk doğur ve bakımlarını tek başına üstlen” baskısı İstihdam Paketi’yle meşrulaştırılıyor!
Gökyüzüne asılı bir sürü ev inşa ediyoruz, kapıları hep açık olan evler… Yol geçen hanları… Hep birlikte, her gün sınırları ihlal ediyoruz.
Cadılar Bayramı bölümü Karı Kuvvetleri’nin muhteşem TBMM yazısını hatırlatan çok güzel bir replikle başladı…
Açlığın sınırında, ölümle yaşamın sınırında. Bir ülkenin sınırında, bir başka ülkenin tam ortasında, kadınlıkla erkekliğin sınırında. Seçilmişle seçenin, devletle hakikatin sınırında. Ve sınırda bir duvar yükseliyor, Ayşe’yle aramızda, Ayşe’nin vücudunda başka bir duvar…
“Taciz kötüdür, yapmayın” anafikirli yazılardan sıkıldık mı?