TRT Arşivi'nden enfes bir video. Telefon Haberleşmesi herkesi delirtirken

TARİH

Telefon Haberleşmesi Herkesi Delirtirken (TRT, 1977)

İşte size 1977 tarihli bir “TRT Arşivinden” videosu, ama olaylar başka bir uzay, zaman, zeminde, adeta bambaşka bir alemde geçiyor. Biz bu alemin içine doğmayanlar tam olarak neler olduğunu anlayamıyoruz, ama hissedebiliriz. Doğanlarsa kendi tecrübelerini yorumlarda mutlaka paylaşsın.

 

1977 itibariyle güzel İstanbulumuzda 230.000 telefon abonesi var. Müracaat adedi, yani sırada bekleyen abone sayısı ise 500.000 kadar. Vatandaş bu uğurda heder olmuş. Videoda yapılan sokak röportajlarında diyorlar ki:

 

“1970 senesinde başvurduk, müspet ya da menfi bir cevap alamadık.”

 

Yani başvurularını kimse ciddiye almamış galiba.

 

Başka biri diyor ki, “efenim 1972 senesinde başvurduk, 1975’te bağlandı.”

 

Diğer yandan, telefonu bağlananlar da pek memnun değiller hallerinden. Erzurum ile görüşmek istiyorlar, görüşemiyorlar, ama yıldırım olarak bağlatırlarsa ne ala, o zaman bağlanıyor (ve ücret de değişiyor anlaşılan). Sonra sinyal sesi bekliyorlar gelmiyor, çok bekliyorlar, öylece bekliyorlar. Bazen de ancak iki saat sonra bağlanıyor telefon, iki saat içinde vatandaş işe gidecek, oturup telefon mu beklesin senden? (Üstelik telefonu da o etmişti farkındaysan).

 

Bu arada herkes bağıryor: ALOO, ALOO, ALOO! Sesler yükseldikçe, sinirler de geriliyor. Abone işleri müdürü Şevki Orhan meselenin aslını anlatmaya çalışıyor, aşırı kibar bir kız çocuğu arkadaşı Münire’den ödev istiyor, bir anne Almanya’daki oğluyla görüşmek için sabahın sekizinden beri bekliyor, bir kadın kendini Özcan Bey’e bir türlü duyuramıyor.

 

Tam bir kaos yani!

 

Burada, hop araya bir açıklama giriyor ama:

 

TELEFON: Dünyanın çeşitli bölgelerinde, birbirlerinden kilometlerce uzakta bulunan insanların konuşmalarını sağlayan cihaz.

 

Peki ya yetmeyen altyapıyla ve aşırı taleple boğuşan santral memureleri ne yapsın? Bir memure bütün açıkkalpliliğiyle “Abonelerin bizden şikâyeti olduğu gibi bizim de onlardan şikâyetlerimiz oluyor” diyor.

 

Bir diğer memure ise tertemiz, gayet özlü ve bence efsanevi bir yanıt veriyor abone şikâyetleriyle ilgili:

 

“Abonelerimiz bizim çok bağırmamızdan şikayetçiler. Birinci abone bağırıyor, ikinci abone bağırıyor, üçüncü aboneye biz bağırıyoruz. Onlar nazik olsa herhalde biz de hiç bağırmayız.”

 

Telefon bağlansın diye bekledikleri seneler ile şu anda geçiredurduğumuz senelerin aynı zaman dilimleri olduğuna inanmak mümkün değil!

 

Şimdi bu videoyu arkadaşınıza, telefonunuzu kullanarak yollayabilirsiniz (asabi ve yerden göğe haklı memure 1:48’de çıkıyor). Youtube sahiden de kutlu bir mekân.

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

TARİH

YKarpuz Kabuğundan Taç
Karpuz Kabuğundan Taç

Maraton yüzen ilk kadın sporcu Canan Ateş, 1979'da katıldığı bir TRT programında yüzücülük kariyerini anlatıyor.

ECİNNİLİK

YAnnesi Amelya Hanım’ı Oynarken Adile Naşit
Annesi Amelya Hanım’ı Oynarken Adile Naşit

Annesi Amelya Hanım rolünde Adile Naşit kendi çocukluğuna bakıyor.

SANAT

YSöyleşi: Şövket Elekberova, Pıçıldaşın Lepeler
Söyleşi: Şövket Elekberova, Pıçıldaşın Lepeler

Sovyet Azerbaycanı'nın efsanevi ismi Şövket Elekberova'nın bu şarkısı neler anlatıyor?

ECİNNİLİK

YSanal Ev İşleri Sergisi: Sonsuz Patates
Sanal Ev İşleri Sergisi: Sonsuz Patates

Ne yapalım, nasıl yapalım da görünür hale getirelim ev işlerine gömdüğümüz zamanı? 

Bir de bunlar var

Ayhan Işık Matematiği ya da “Öp Annenin Elini” (1964)
Nubar Terziyan’ın Ağzından 6-7 Eylül
Marx da Olsa, Kız Babası!

Pin It on Pinterest