Sezon bitmeden görmeniz gereken bir oyun

KÜLTÜR

Fotoğraf 51

Sezon bitmeden görmeniz gereken bir oyun tavsiyesi ile karşınızdayım. Anna Ziegler tarafından yazılan Fotoğraf 51, Watson-Crick modelinin keşfinin ve Rosalind Franklin’in tarihe geçemeyişinin hikayesi. 50’li yıllarda bir kadın ve Yahudi olarak bilim dünyasında varolmaya çalışmak, takdir edersiniz ki pek de kolay değildi. DNA’nın keşfini mümkün kılan fotoğrafları çeken Rosalind Franklin nasıl oldu da böyle görmezden gelindi? İşte oyun tam da bunu anlatıyor.

 

 

Craft Tiyatro’nun yeni oyunu Fotoğraf 51’in yönetmenliğini Çağ Çalışkur yapıyor. Anna Ziegler’in bu oyunu, dünyanın dört bir yanındaki tiyatrolar tarafından sahneleniyor. 2016 yılında WhatsOnStage Ödüllerinde “En İyi Yeni Oyun’’ seçildi. The Washington Post ve The Telegraph tarafından yılın en iyileri arasında gösterildi. Kısa sürede onlarca ülkede sahnelenen bu oyunu görmek, Anna Ziegler ile tanışmak için de güzel bir fırsat. Ziegler dünyanın en prestijli gazete ve dergilerinde adından sıkça söz ettiren bir yazar. Şu sıralar, “Actually’’ isimli oyununun dizi uyarlaması için HBO ile çalışıyormuş. Bir partide tanışan iki üniversiteli gencin hikâyesi üzerinden “cinsel ilişkide rıza’’ kavramına odaklanan oyun, 2017 yılından bu yana birden çok tiyatro tarafından sahnelenmiş ve beğeni toplamış. (Ayrıca oyunları Oberon Books tarafından basılmış, edinebilecek olanların bilgisine.)

 

Oyuna gelecek olursak, duyacağım bilimsel jargona dair bilgisizliğimi hesaba kattım ve bir miktar didaktik bir oyun izleyeceğimi göze alarak gittim. Ama hem oyunun dinamiği hem de birbirinden yetenekli oyuncular sayesinde, korktuğum başıma gelmedi. Sahne tasarımı ve dekor anlamında da çok başarılı bir oyun. Nicole Kidman’ın, bu oyunda Rosalind Franklin rolüyle birçok ödül aldığını okumuştum. Çıktıktan sonra ‘’Onların Nicole Kidman’ı varsa bizim de Funda Eryiğitimiz var!’’ dedim. Müthiş bir oyunculuk sergiliyor. Hatta yalnızca Funda Eryiğit’i dünya gözüyle sahnede izlemek için bile gitmenizi öneririm.

 

Oyun boyunca Rosalind’in sert ve mesafeli mizacının çözümlenişine şahit oluyoruz. Erkeklerin dünyasında var olmak için uğraşırken kendini ihmal etmiş, hayatında duygusallığa yer olmayan kaya gibi bir kadın olarak karşımıza çıkıyor. King’s Collage’a davet edilen Rosalind Franklin, yeni çalışma arkadaşlarının ona adıyla değil Dr. Franklin olarak hitap etmesi için bile savaş vermek zorunda kalıyor. Yemek salonunun erkeklere tahsis edilmiş bir alan olduğunu öğrendiğinde, yıllarını verdiği teorilerini anlatırken, meslektaşları tarafından yalnızca dış görünüşü mercek altına alındığında, ‘’Yıl olmuş 1953 bu nasıl iş!’’ diye isyan ediyor. Ve çoğu zaman da kadınları kabul etmeyen okulların isimleri sıralanarak hâline şükretmesi bekleniyor. Tam olarak buraya “cinsiyetçiliğin en can yakıcı olduğu yerlerden biri’’ yazacaktım akademi için, sonra bir durup düşündüm de 50’lerde cinsiyetçiliğin can yakmadığı bir yer mi vardı?

 

 

Çok küçük yaşta bilim ile uğraşmayı kafasına koyan Rosalind Franklin, başta ailesi olmak üzere birçok engeli aşıyor. Erkek meslektaşlarının konfor alanına hiçbir zaman sahip olamıyor. Buna rağmen çok önemli çalışmalara imza atıyor. Bilim dünyasında hakkı yenen, adından yeterince söz edilmeyen birçok kadından bir tanesi. Hikayesini izlemek isteyen 5Harfliler’e tavsiyemdir.

 

Ayrıca, Rosalind Franklin’in hayatını merak edenler , 5Harfliler’de daha önce yazılmış Bilim Tarihinde 5Harfliler ve Nobel Ödüllü Cinsiyetçiler Kulübü yazılarına göz atabilir.

 

‘’Fotoğraf 51, DNA, x-ışınları, fosfatlar ve hırslı bir yarışın ortasında ‘yaşamın sırrını’ bulmaya çalışan bir grup bilim insanını anlatıyor. Bunu yaparken de insanı kusurlu kılan özellikleri, denklemin parçası haline getiriyor. Mesela, bilim insanlarının çok iyi bildikleri bir şey var: Bilim ne kadar kesin değerler üzerine kurulu olsa da, onu yapan kişilerin seçimlerinden, yeteneklerinden, karakterlerinden, korkularından, hatta aşklarından bağımsız düşünülemez. “ (Tanıtım metninden)

 

Yazan: Anna Ziegler / Çeviren: Hira Tekindor / Yöneten: Çağ Çalışkur
Yardımcı Yönetmen: Ali Tunç / Dekor ve Işık Tasarımı: Kerem Çetinel
Kostüm Tasarım: Nihal Kaplangı / Fotoğraf: Ayşegül Karacan / Mekan Yönetimi: Şevval Çakır
Proje Ekibi: Elif Bekar, Aybek Aras, Selin Seber, Ecem Karaağaç, Esen Maçoro, Hakan Yasin Kirez, Kemal Derya Eşen
Oynayanlar: Funda Eryiğit (Rosalind Franklin), Cem Avnayim (Maurice Wilkins), Orçun Soytürk (Ray Gosling), Selahattin Paşalı (James Watson), Bahadır Efe (Francis Crick), Barış Arman (Francis Crick), Korhan Soydan (Donald Caspar), Kemal Kayaoğlu

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

MEYDAN

YMacaristan’da Feminizm ve Güncel Muhafazakar Politikalar Karşısında Kadın Hareketi
Macaristan’da Feminizm ve Güncel Muhafazakar Politikalar Karşısında Kadın Hareketi

Budapeşte Teknoloji ve Ekonomi Üniversitesi’nde sosyolog Emília Barna'yla konuştuk.

ECİNNİLİK

YInfluencer Nedir, Ne Değildir?
Influencer Nedir, Ne Değildir?

Influencer olmanın bir okulu, kuralı ya da şartı yok. Herkes olabilir. Takipçi kitlesiyle içerik üreticisini ayıran tek şey mecrayı farklı kullanma kararı.

ENGLISH

YOn Women’s Right to Being Lazy: Zsofi and Bori from the “Lazy Women” Team
On Women’s Right to Being Lazy: Zsofi and Bori from the “Lazy Women” Team

Lazy Women is a platform dedicated to all women who have been accused of laziness at least at some point in their lives. It is a platform where you have zero obligations; you can do, think and express whatever you want.

ECİNNİLİK

YKadınların Tembellik Hakkı Üzerine: Lazy Women Ekibinden Zsofi ve Bori
Kadınların Tembellik Hakkı Üzerine: Lazy Women Ekibinden Zsofi ve Bori

Lazy Women sıfır zorunluluğun olduğu, istediğinizi yapabileceğiniz, düşünebileceğiniz ve ifade edebileceğiniz, dünyanın her yerinden kadınlara ifade alanı sağlayan bir platform.

Bir de bunlar var

Cehennem Kartpostalı
Konusu Erkekler Olsa Da Derdi Erkeklik Olmayan Bir Roman: Dünyadan Aşağı
Atatürk’ün Bir Kadın Dergisinde Yayınlanan İlk Fotoğrafı

Pin It on Pinterest