Sıcaklarda çalışmak canına tak etmiş 5Harfliler için bir film önerim var, başrollerini Jane Fonda, Lily Tomlin ve Dolly Parton’ın paylaştığı 9 to 5. Filmin adının aksine, artık beyaz yakalılar için 9-5 çalışmak bir hayal.
Film üç kadının cinsiyetçi ve çekilmez patronlarını “yanlışlıkla’’ rehin alma hikayesini anlatıyor. Eşinden boşandığı için hayatında ilk defa çalışmak zorunda kalan Judy’i eğitme görevi, bekar anne ve hırslı bir çalışan olan -ama hak ettiği terfiyi asla alamayan- Violet’e verilir. Violet uzun zamandır burada çalıştığından oyunun tüm kurallarına hakimdir, patronunun odasına girerken kimonosunu çıkartıp ceketini giymeyi ihmal etmez. Judy yabancı olduğu bu dünyaya adapte olmaya çalışırken biz de çalışma ortamını ve patronu tanımaya başlarız. Daha filmin ilk dakikalarında Violet, ofis dekorasyonu kuralları ihlal edildiği için azarlanır. Denetlemesi gereken şeyler şunlardır; masalarda kahve fincanı, şahsi eşyalar, fotoğraflar bulunamaz. Bu sahne bana Hillary Clinton’ın bir konuşmasını hatırlattı. 80’li yıllarda okuduğu bir gazete yazısından bahsediyor Clinton. Terfi alan kişiler için bazı dekorasyon tavsiyeleri verilmiş; eğer bir erkekseniz odanızı aile fotoğraflarıyla donatın bu sizin bir aile erkeği olduğunuzu gösterir ve iyi bir izlenim bırakırsınız, kadınsanız aile fotoğraflarını kullanmayın bu sizi zayıf ve aklını işine veremiyor gibi gösterir.
Filmdeki kadınlar da akıllarını işlerine verebildiklerini kanıtlamak için aile fotoğraflarını kaldırmak zorundalar. Hatta kafeine dahi ihtiyaç duymadan ayıldıklarının kanıtı olması açısından, kahve fincanları da öylece ortada duramaz. Çocuklarının fotoğraflarını ortalığa koymayan, kendinden kafeinli çalışanlarımızın başı patronları Franklin Hart ile derttedir.
Hart’ın sarışın ve güzel sekreteri Doralee ise günün birinde Country yıldızı olma hayali kuruyordur fakat para kazanmak zorundadır. Hem sevmediği bir işte tacize maruz kalarak çalışıyordur hem de iş arkadaşları tarafından -patron herkese öyle söylediği için- patronun metresi zannedilip dışlanıyordur.
İşte bu üç kadının arasında başlayan dostluk, birbirini izleyen yanlış anlaşılmalar sonucu bir suç ortaklığına dönüşür ve Franklin Hart’ı rehin alırlar. Filmin tadını kaçıracak detaylar vermeden yazımı sonlandırıyorum. Sıkı bir Grace&Frankie hayranı olduğum için Jane Fonda ve Lily Tomlin’in gençliklerini bir arada görmek çok hoşuma gitti. Bu kadar eğlenceli bir filmi geç keşfettiğime üzüldüm, sizlerle paylaşmak istedim.
Dolly Parton’ın film için seslendirdiği şarkı için şöyle buyrun: