Benimkinden bambaşka dünyalar ve anlatıcıları...

YAZI

Kadınların Yazdığı Hayatlar: Mini Oto/Biyografi Listesi

İşlerini takdir ettiğimiz insanların hayat detaylarını neden bilmek isteriz? Film yıldızları, sanatçılar, politikacılar ya da yazarların üretimleri ile kişisel hayatlarını birbirinden ayırmamak gerektiğini düşünenlerdenim ben. O yüzden de biyografi anlatılarında yazarın (ya da filmse belki yönetmenin) ele aldığı kişinin hayatına hassasiyet gösterdiğini varsayarak ve söz konusu kişinin hayatı ile üretimlerinin birbirinden kopartılamayacağı duygusuyla bakıyorum biyografilere. İşleri ve fikirleri kolayca görmezden gelinen ya da tabiri caizse çalınan, kimi durumlarda kamuyla paylaşılması için bir erkeğin ismine kadının gönüllü ya da gönülsüzce rızasıyla devredilen araştırmalarını, romanlarını, resimlerini, heykellerini, şiirlerini ve fikirlerini asıl sahiplerine geri vermek bazen mesele.

 

Bazen biyografisi yazılan kişinin uğradığı ya da başkasına yaşattığı farklı türden haksızlıkları bilmemiz gerekiyor. Bazen hayatını da sanatı gibi yaşayan kadınların -örneğin Virgina Woolf’un- bize verebileceği ilhamlar ya da üretebilmek adına verdiği mücadelelerle –mesela Camille Claudel’in- biyografileri ve anıları bizi çekiyor. Bazen de ailevi, romantik ya da toplumsal krizlere rağmen işine dört elle sarılarak ruh sağlığını koruyabilmiş kadınlardan kelimenin tam anlamıyla “hayat dersleri” alabiliyoruz. Ve bu işlerin hakkınım vermek için, belki artık kadın kendi sesini duyuramayacağı için, magazinel bir meraktan da öte üretimlerindeki kendi dertlerini daha iyi anlayabilmek için kadın biyografilerini bilmek istiyoruz. Tam da belki bu nedenlerle Senem Timuroğlu’nun yaklaşık on gün kadar önce Twitter’da sorduğu soruyla beraber bir kadın biyografileri ve otobiyografileri listesi ortaya çıktı.

 

Listede haklarında yazıldığını bilmediğim ama okumayı istediğim epey kadının hayatı ve anıları var. Diane Arbus’un biyografisini paylaşan kullanıcı “nasıl da çabalamış sanatı için” diyerek merakımı daha da körükledi örneğin. Marlene Dietrich’in anılarının basıldığını ve hatta Türkçeye çevrildiğini bilmemek ise benim cehaletim ama şimdi iştahla okuma listeme eklendi bu sayede. 1920’lerde Berlin’in çılgın gece hayatını sinemadan çok da ayıramıyoruz. Çin asıllı yıldız Anna May Wong ve Leni Riefenstahl ile partilediğini, Riefenstahl’in sonradan Nazi propaganda sinemasının baş yönetmeni oluşunu, Dietrich ve Anna May Wong’un ise Amerika’ya gidip Hitler Almanyası’nı reddedişlerini Benden Sonra Tufan kitabında anlatmış mı acaba Dietrich? Başka bir deyişle kozmopolitan bir şehirin faşizme yenik düşüşünü onun sigaralı ellerinden okuyor muyuz? Bunun yanı sıra Dietrich’in Leni Riefenstahl ile birlikte yazılan biyografileri ile Anna May Wong’un hayatı da Türkçede yerini bulur belki bir gün. Hemen hemen aynı dönemlerde yaşayan Agatha Christie’nin otobiyografisi ise Azize Bergin’in çevirisiyle yayınlanmış. 1920’ler demişken müdhiş bir dönüşüm geçiren İstanbul ve Osmanlı-Türkiye geçişinin tam ortasında fırtınanın gözü gibi yer almış Halide Edip’in hikayesini anlatan İpek Çalışlar’ı da analım. Birinci Dünya Savaşı öncesi İstanbul’unu ise Mor Salkımlı Ev’de Halide Edib’in kendi anılarından okuyabiliyoruz. Edebiyattan devam edelim, Sylvia Plath’ın Günlükler ’i eşinin sansüründen kurtulmuş orijinal haliyle ve Türkçe olarak listede yer almış. Tomris Uyar’ın Gündökümü ise daha farklı çalkantıları olan bir dönemi, 1970’ler ve sonrasının edebiyat dünyasında yaşadıklarını içgörüleri ve hayattan çıkardıkları dersleri ne güzel anlatıyor.

 

Babaannemin ve anneannemin bilgeliklerine aslında ne kadar ihtiyacım olduğunu ve benimkinden bambaşka olmuş kendi alemlerinin hikayelerini dinlemeyi özlediğimi hatırladım bu vesileyle. Kolektif bilincimizin büyükanneleri arasında bu listedeki kadınlar da yer alıyor bence. Biraz bu gözle, biraz da onların uzantısı olmadığımız bilinciyle hepsinden öğreneceğimiz derin duygu ve düşünce dünyaları ile renkli ya da sert derslerden geçmiş hayatlar var. Ve bu hayatları onurlandıran biyografi yazarları iyi ki varlar! Twitter’dan bizi de heyecanlandıran listeden seçtiklerim aşağıda. Listenin tamamını ise buradan görebiliyoruz.

 

Sizin de beğendiğiniz ama adını göremediğiniz kitaplar ya da Türkçeye çevrilmesini istedikleriniz için yorumlarda buluşalım.

 

George Sand – Hayatımın Hikayesi
Susan Sontag – Bilinç Tene Kuşanınca
Rauda Jamis – Frida Kahlo
Anne Delbee – Bir Kadın
Virginia Woolf – Bir Yazarın Güncesi
Tomris Uyar – Gündökümü
Tezer Özlü – Çocukluğun Soğuk Geceleri
Adalet Ağaoğlu – Göç Temizliği
Asiya Cebbar – Baba Evinde Bana Yer Yok
Marlene Dietrich – Benden Sonra Tufan
Sevgi Soysal – Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu
Ivi Stangali – Ressamı Hatırlamak
Rita Ender – Madam Amati
Deborah Levy – Bilmek İstemediğim Şeyler
Rebecca Solnit – Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar
Janet Wallach – Çöl Kraliçesi Gertrude Bell
Faruk Şüyün’ün hazırladığı Füruzan diye bir Öykü
Tomris Uyar – Gündökümü I-II
Azra Erhat – Mavi Anadolu
Mina Urgan – Bir Dinozorun Anıları
Melda Kaptana – Ben Bir Bizans Bahçesinde Büyüdüm
Perihan Sarıöz – İstanbul Paris İstanbul
Liz Behmoaras – Suat Derviş
Suat Derviş – Anılar Paramparça
Dünya Aşkıyla – Hannah Arendt
Mina Urgan -Virginia Woolf
Sabiha Sertel – Roman Gibi

 
 

Görsel: Marlene Dietrich, Anna May Wong ve Leni Riefenstahl 1928 senesinde Berlin’de bir baloda. Fotoğraf: Alfred Eisenstaedt

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bir de bunlar var

Torba yasa söyle bana, “tacizciye kıyak”tan başka ne var torbanda?
Trol Modeli
Savaş Nasıl İzlenir? Kadınlarla Kobanê sınırına gitmek üzerine… – 1

Pin It on Pinterest