Japonca’da orta yaşlı adam, amca manasına gelen Ossan (おっさん) yurdumuzda yedi bögeye eşit olarak dağılmıştır.

KÜLTÜR

Bir Ossan Habitatı Olarak Türkiye: Gözümüzün Nuru Orta Yaşlı Erkekler Ve Alt Tür İncelemeleri

Kavramlaştırılan oluşların kısa isimlendirmeleri çağımızın çok kullanışlı bir -item-ı. Şahsen pratikliğine aşığım, zevkle kullanıyorum. Yıllardır Japon -nerd-ü yakın bir arkadaşımla zevkle kullandığım bir kavram -item- var ki Türkiye’mizde çok büyük bir ihtiyacımızı gidermeye uzun yıllardır hizmet etmekte. Yıllardır ekmeğini yediğimiz 5Harflilere de cins-i latifin vefalı bir ferdi olarak görev addettik ve yazdık. Varsın umuma açılsın terennümlerimiz, belki bir işe yarar diyerek bu yazıyı çevrimiçi atık havuzuna salma eylemi ile işte klavyem, işte ben ve arz-ı endamım.

 

Ossanları tanıyalım. Ossan nedir? Kimdir bunlar?

 

Öncelikle Japonca kullanımından bir ufak bahsedelim. Ossan (おっさん) Japonca’da “middle aged man, uncle”, orta yaşlı adam, amca manasına gelmektedir kısaca. İş bu anda okumakta bulunduğunuz, bilimselle hiçbir alakası olmayan bir yazı olacağından öyle etimolojik bir kaynak desteği arayışına girmeyeceğim. Popüler bir online Japonca sözlük olan Jsho uygulamasının çeviride verdiği karşılığı buraya bırakıyorum.

 

 

Google translate ile çevirmeyi denediğinizde ise size “old man”, “yaşlı adam” karşılığını veriyor ki, bunun bizim peşinde olduğumuz anlama biraz uzak düştüğünü belirtmek isterim.

 

 

Malum gruplandırarak anlamlandırma bizim çok sevdiğimiz bir düşünme eylemi bu âlemlerde. Kezban dendiğinde, yenge dendiğinde, yeni gelin, zalım denildiğinde hemen kafamıza siluetinden tanınan bir Michael Jackson’mışçasına çehresi olmayan tiplerin özel karakteristik nesne-terim imgeleri üşüşüyor. Bir resim, bir ibare yetiyor kişileri, çoğunlukla kadınları ait oldukları alt gruplarına koymaya. Ama erkeklerimiz için de elbet var böyle kalıplar. Mesela playboy ya da sefa pezevengi, seri köz getir gibi tatlı sert terimlerimiz.

 

Ossanın keşfi de bizim üniversiteyi bitirip yetişkinlerin sosyal ortamına dâhil olmamızdan az biraz sonraya rastlar. İlginç bir şekilde genelde benzer bir kesimden kaynaklandığı için sancılı öfke ve veryansınlarımız karşısında başvurduğumuz bir imge oldu bu terim. İhtiyaca binaen hasıl olan bir keşifti diyebiliriz yani. Orta yaşlı erkek kötücüllüğünden dolayı yaşadığımız ya da gözlemlediğimiz olayları birbirimize tek kelimeyle aktarıyorduk ossan terimimiz yardımı ile.

 

Şimdi ossan kavramını biraz olsun açabilmek ve içini doldurmak adına bize yol boyunca kılavuz olacak şu 3 temel maddeyi cebe koyalım:

1. Tutarlarsa tutarlı tutmazlarsa tutarsız ahlak anlayışı.
2. Karakter kavramının lügat dışılığı. (ilk iki maddenin füzyonuyla hoop al sana şark kurnazlığı ya da hoş geldin Ortadoğululuk)
3. Algısızlık. (içe veya dışa dönük)

 

Erkek. Orta yaşlı (veya muhtemel yetiştirilme tarzı temelli ruhu oraya dönük). Çoğunlukla kerameti kendinden menkul bir ego. Konusunda uzman, her konuda bilgi (bir süre sonra fikir olduğu anlaşılan) sahibi. (açüklama- hep buralar) Kendinden güçlülere ve para getiren her eyleme gözleri kalp kalp olma.
Koltuk, para ve kendini ilana (bir yerlerde açılış ve konuşma yapma hevesi ile ortaya çıkma vakaları çoktur) olan tutkusunu metabolizmasında had safhalarda yaşayan bu amcalar hayatınızın hep bir yerlerinde değil mi?

 

Kavramların çok ayırt edici belirginlikte olmadığının farkındayım. Bundan dolayı, aşağıda belirli toplumsal kurum ve rollerde kısa incelemeler ve örnek vaka analizleri yapacağım.

 

 

Örnek mikro habitat 1 – Devlet kurumlarında ossanlar (Ya da gel burası iyi güneş alıyor): Bu ortam ossanları Türkiye’de herkesin ama herkesin (Ömer Koç’un falan bile kesin) temas ettiği, etmekte olduğu, edeceği bir en geniş ossan türüdür. Memurlar, okul müdürleri, öğretmen lisesinden mezun olup direkt öğretmen olarak atanan kadim önce memur eğitimciler, idari personeller ve müdürler (en sevdiklerim. çünkü müdürdürler! ama çoğu diplomasızdır ya da dışarıdan “yazar burada uzaktan eğitimi kastediyor.” müdür olmak için bitirmiştir. kuruma atanan psikoloğa filan amirleri olarak emir verirler. oralara o psikologlardan, kadrosuyla atananlardan önce gelmişlerdir ve geliş yolları rica minnet tanıdık taşlarıyla döşenmiştir.) Anadolu küçük şehir yerleşkelerinde ossanlık renkleri iyice bulanıklaşsa da; aslında, genelde -title-larında bir amirlik unsuru atfedilmemiş olanlar, yukarıdaki ilk iki özelliği taşımıyorlar ise, 3. Özellik olan algısızlık ve iyi insan olmanın birleşimi, zamanı ve zamaneyi yakalayamamış olmanın da etkisi sonucu sıkça bahsi geçen Anadolu insanını ortaya çıkarabilir. Onlar da ossandır ama, aşağıda da bahsedeceğimiz zararsız ossan türündendirler bizce.

 

Örnek mikro habitat 2 – Akademisyen olarak ossanlarımız: Bir akademisyenin “Hırsın onda dokuzu akademisyenlere verilmiş, akademisyenler isyan ediyor geri kalanı niye bize verilmedi diye” anektoduyla, bezmiş bir halde aktardığı hikâyeye epeyce gülmüştük vaktinde. Burada bahsedilen hırs elbette kadın akademisyenleri de bağlar ama birçok alanda baskın bir yüzdeyle lider oldukları gibi üniversitelerin idari amirliklerini de elinde tutan orta yaşlı erkek insanlarımızı, oranların inkâr edilemez sayısal gerçekliğiyle biraz daha çok bağlıyor haliyle. Bir ilim, irfan, özgür düşünce yuvası olarak üniversitelerimizde bilgi meşalesi akademisyenlerimiz; rektör başta olmak üzere dekan, dekan yardımcısı, daire başkanlığı gibi birçok önemli görevi de akademik rollerinin yanında üstlenebiliyor. Meşalelerimiz bu görevleri üstlenmek için birbirlerinin üstüne üstüne çıkabiliyor bazen, küçük entrikalar falan gibi mükemmel zihin oyunlarının yardımıyla hatta. İşte tüm bu doğal yaşam koşulları, kallavi makam sayısının fazlalığı; ossan kuluçka ve çoğalması için en uygun şartları içinde barındırıyor.

 

Bu mikro habitatın ossan türleri eğitimlidir. Fakat eğitim irfan değil ego büyümesi yan etkisini doğurabilmektedir. Kadrosu ve ünvanı için üniversitede bilim yapan ossanımız tezleriyle olsun bilimsel çalışmalarıyla olsun -title-ını ve maaşını büyütmektedir. Söyleşi, etkinlik, sempozyumlarla falan da yine iki gözünün bebeklerinden biri şöhret ve bir diğeri fotoğraf çekilerek üniversite sayfasında görünür olma imkânını da akademi aracılığıyla elde etmiştir ossanımız. Aynı siyasi-ideolojik görüşten olan akademik kankalarıyla ekleşerek, facebook ağırlıklı sosyal medya hesaplarında kendi sözlerini resimleriyle shoplatıp (öğrencilere falan) yayınlatarak, akademi çimenlerini arşınlayıp bilim yapan ossanlarımız; Boğaziçi mezunu falan değilseniz (ki orada da vardır kesin) hepinizin rastladığı bir tür emin olunuz.

 

Akademideki ossanlarımızın bazıları ise gerçekten çok bilgili ve çok okuyup alanında zihin açıcı teoriler üretmiş, hatta aldığı bir daireyi tamamen kitaplarla doldurup birkaç dilde mükemmelleşmiş olabilir. Fakat benim twitter fan sayfamda çocuklar şunu paylaşmış. Şu kitabım da şu zaman çıkacak. Şu kişi de bana şöyle bir atıf yapmış. O akademisyenin yaklaşımı yanlış ne anlar o alanda uzman benim. Bunu da kimse yazmadı ilk ben yazdım gibi sayısız ben ben höykürmeleriyle başlıyorsa her derse bir hocanız, ne kadar okursa okusun, bilirse de bilsin emin olunuz ki o kişi bir ossandır.

 

 

Örnek mikro habitat 3 – Açılın divalar geliyor – Siyaseten ossanlar: İşte burası zurnanın zırt dediği yer. Ossan türünün tüyleri en parlağı, en iri, en gösterişlisi, -LEED-i siyasetçi ossanlarımız; resmen ossan türünün Sibirya kaplanları, katil balinalarıdırlar. Neredeyse tüm ossan türlerinin düşkün olduğu şöhret, para, mevki, sözü geçme, hürmet görme gibi birçok karakteristiği elinde bulunduran bu hükümdar tür, tüm ossan türleri tarafından da kutsal kabul edilir. Herkesin düşman olduğu, üç tarafı denizler her bir tarafı düşmanlarla çevrili Türkiye’mizde, yönetimi Tanrı’dan alan padişahların, öndeyicileri olduğu tüm ossanlar tarafından bilinçdışında varsayılıyormuşçasına davrandıkları bu tür, şüphesiz ki özeldir. Bu türün ossanları diyebiliriz ki yukarıda cebimizde durması salık verilen 3 özelliği de genelde taşırlar ki onun için kraldırlar. Üst düzey her türlü bürokratik görevin de alabildiğine siyasi olduğu canım Türkiye’mizde sadece siyasiler değil TRT, AA, THY, Barolar Birliği, YSK gibi birçok kurumda görevli ossanlarımız da bu siyaseten ossan grubuna dâhildir. Şad olalar!

 

Gerçek bükücülük, toplayıp ayrıştırıcılık, hassas toplumsal meseleleri, milli ve manevi duyguları kullanıp manipüle etme yetisi gibi birçok süper güce de genellikle bu türün ossanlarında rastlanmaktadır. Bu türün merkez (metropol) ve taşra örnekleri birbirine hem benzer hem farklıdır. Sahil vilayetleri ve denize kıyısı olmayan vilayet ossanları da yine birbirine hem benzer hem de farklıdır.
Örneğin sahil vilayetinin siyaset icra eden bir ossanı ile İç Anadolu bölgesinin bir şehrinin siyaset icra eden bir ossanı birbirinden ideolojik olarak farklı düşünürken, siyaseten sahip olduğu güçle aynı eylemlerde bulunması hiç de şaşırtıcı olmayan bir durum ortaya çıkartabilir.

 

 

Bu arada elbette benim yerlere göklere sığdıramayacağım, tutup da kaldıramayacağım medya sektörünün ossanlarına göz kırpıp, öpücük göndermekle yetiniyor, ama onlar kadar derinlere inmeye yerimin kalamayacağını yete-bilemeyeceğini belirtmek istiyorum. Çünkü onlar hepimizin gözleri aşka gülen taze söğüt dalları biliyorsunuz.

 

Örnek mikro habitat 4 – Seküler ossanlar: Bu ossanlar din işlerini devlet işlerinde ayırmışlardır. Şaka şaka^^ Ossanlar genelde muhafazakârdır bu bir gerçek. Genelde milliyetçidir de bu da tamam. Peki, hiç diğer mahallede yok mudur ossan? Açıkçası genelde bıyıkları olmadığı için tespit edilmelerinde biraz geç kalınmış olan bu türümüzün ossanları, dört kuşak öncesine kadar falan rakı içen bir aileden geliyor olabilirler. Ama 3 temel özellikten üçüncüsüyle bağlantılı bir püf noktası vardır bu türde. Oradan paçayı ele veriyorlar. Bu ossanlar diğer türlerden farklı olarak algısız değillerdir genelde. Zamanın ruhuna ve zamaneye daha yakındırlar. Onlarla tatlı tatlı muhabbet etmeyi severler. Yüzleri tatlıdır bu türün, bıyıkları da yoktur, kafadırlar da. Onun için tespit edilmeleri zordur. En kolay şöyle tespit edilirler: eşitlikçi fikirleri filan da savunsa bunlar, kitap filan da okusalar, çok temiz kurnazdırlar. Hem de yerine göre en şarklısından. İş kendilerine gelince eşitlik, adalet falan biter hemen. Az üstte çiziktirdiğimiz sahil vilayeti ossanları ile denize kıyısı olmayan vilayet ossanları gibi benzeşiverirler hemen çıkar, güç, para vb. karşısında diğer ossan türleriyle. Bu türün büyük boyutlu olanlarının genel kaderleri de muhafazakâr ossanların güçlü dönemlerinde yandaşları falan olmalarıdır. Bu yüzden dönek diye adlandırılanları vardır. Ama sağa dönmeyenlerinin büyüklerini de yine yüzlerinden akan, söylemlerinden sızan çakallık ve iticilik ile tespit etmek dikkatli bakıldığında çok da zor değildir. Bir de vatan millet Sakarya, bizim dostumuz bizden başka yok konusunda da diğer tür ossanlar gibi genelde samimidirler.

 

Örnek mikro habitat 5: Zararsız ossanlar-tonton ossanlar: Bu ossan türü ossandır, çünkü gelenekseldir. Geleneksel ya da muhafazakâr diyelim bir dünya görüşüne sahip, aynı zamanda ahlaklı, hak bilen bir kitle vardır evet! Yani adını falan bilmek değil sadece hayatında diğer kişilerin hakkını gözeterek ya da işine salça olmayarak yaşamak fiilini hayata geçirmek bahsettiğim. Bunun üzerine entelektüel mülahaza yapacak değiller elbette; öyle kendi işinde gücünde yaşayıp giderler işte. Türkiye’de eve ekmek götürmek ne kadar zor, zaman alan bir şey siz biliyor musunuz? Ha bir de bu türde etliye sütlüye karışmayan, mülayim amca gibi bir alt tür de mevcuttur. Onu da bildiniz bence. Bu tür, Japoncadaki anlama en yakın ossan türüdür bizce. Ossandırlar, çünkü orta yaşlıdırlar, biraz eski kafalıdırlar gibi… Bunların oluşuna yaşayanları dışında, bilinçli yaşayan muhafazakâr kesimi de vardır. Kendi mahallesinin yazarlarını okurlar ve haysiyetli yaşarlar. İnanınız! Bir arkadaşım bu tür ossanlardan birine (ki 45lerinin ortalarında falandı) Death Note mangası okutmuş idi tavsiye ile hiç unutmam! Beğenmişti de tonton ossanımız.

 

Diyeceğim o ki bu mikro habitatlar bitmez, sonu da gelmez. Tıpçı ossanlar. Facebook ossanları. Karadeniz bölgesinden ossanlar. Biyolojik yaşı ossan sınırının altında kalmasına rağmen varlığı doğuma dayandırılabilecek ossanlar. Nevrotik derecede narsistik ossanlar. Gibi gibi gibi… Dediğimiz gibi Türkiyemiz doğal bir ossan cenneti, ossanların doğal yaşam ortamıdır.

 

Son söz: Bu yazı erkeklere düşmanlık gibi bir ruh hali içinde kaleme alınmamıştır. Bilakis yazar kişi erkekleri sevmektedir. Yalnız orta yaşlı erkek hegemonyasının yaygınlığı ve doğurduğu kronik sorunlar hepimizin malumudur. Amacımız, “bu konudaki malumat artsın ve tartışılsın; belki bir faydası olur”dur. Buraya kadar okuduysanız, ne diyeyim, sağ olun ve var olalım hep beraber.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bir de bunlar var

Stalin’in En Sevdiği Şarkı
Bir Kadın Keşfetti Ateşi
Kadınca 1985, Nazan Şoray

Pin It on Pinterest