Kadınlık üzerine çeşitli düşünce ve şiirler, burçak tarlaları ve bir adet tavşan. (Çünkü öyle gerekiyor, kuralları biz koymadık)

KÜLTÜR

ECİNNİLİK

Bayandan Temiz Tavşan Mizacı

Gırtlakfest bitti mi sandınız? Asla. Nası olduysa internet çağında yanlışıkla ateş başında nesilden nesle ilginç hikayeler anlattığımız sözlü geleneğe geri döndük. Gırtlakfest heyecanı büyüyerek devam ediyor.

Ya bu dinleyene “Anlıyor musun, anlamazsın ya ben gene de anlatıyım” ifadesiyle şiir, duygulu metin, artık ürettikleri janr her neyse (romantik mağara yazısı) okuma modası ne zaman ve nerden çıktı? Şairimiz (ki kendisi erkek) aklına gelen, hayatta insanın başına gelebilecek çeşitli günlük olayların sonuna “…kadın olmak” ekleyerek güzel bir şiir meydana getirmiş. Karla karışık olmak.. kadın kokulu reyhan kadınlamak… Bembeyaz gelin olmak… Kan ter içinde çocuk doğurmak, gece gibi, varolmak.. Kadın olmak. Daha beter susmak, susumlamak, susamlı kadın olmak… Sessiz sakin, biraz maket gibi, eşya gibi bişey olmak. Diyor ve duyguyla bitiriyor. Öyle de içli okuyor ki onaylaya onaylaya “Hakikaten yahu… Kadın olmak vergi iadeli ve durakta minibüs olmak” diyecek oluyorsun.

Bu dostumuz ise pastoral tonlarla kadının kedi tüyünden tavşan huyuna, doğrudan ve doğurgan havasına, muştular yağdıran ve hayatın anaç diliyle bir şeyler yapan halinden takdirle bahsediyor. Tamamına vakıf olamadım, muştuları yağdıramadım ama sonuç iyi görünüyor arkadaşlar. Ne yapıyorsak çok iyi gidiyor. Durmak yok yola devam. (Miyavlayarak)

Bu… Bu apayrı bir olay. Her şeyden önce Uzay Yolu gemisinde şiir okumanın onuru… Kolay mı? 06:00 civarı feministlerin de kadın, hatalı olsa da kadın olduğu hatırlanarak tatlı bir sohbet dönüyor. Metnin tamamını ele geçirdim, izninizle satır satır incelemek isterim, parantez içleri bana ait (beyaz dekorumda bilge bilge gülümseyerek yazdım):

 

Bir kadın, ne kadar güzel, kültürlü, zarif, dürüst ve hoş olursa olsun, hırçın, huzursuz, ve asabiyse, son derece iticidir. (Agroya samimi bir hayır)Hangi erkek, böyle bir kadınla birlikte olmak ister? Yanınızda, lüzumsuz el kol hareketleriyle, asabi mimiklerle, dişlerini sıkarak konuşan, her an patlamaya hazır bir bomba ile ne kadar huzurlu ve mutlu olabilirsiniz? (Müessesemiz elsiz kolsuzdur, Angry Bird’e de hayır)

 

Şık giyinmek de önemlidir ama, zarafet, daha önemlidir. İnsan yaratılış itibarıyla hantal olabilir. (Gen havuzundan sen suçlusun…) Öyle ölçülü, öyle güzel yürüyen toplu (tüfekli) hanımlar vardır ki; onların yürüyüşlerini bile seyretmek, ruha huzur verir. Hele onlarla yürüyüşe çıkmak, ne kadar mutlu eder insanı! Yere basışlarındaki yumuşaklık, adımlarındaki acelesiz huzurlu tempo ruhu rahatlatır. (Ay klip köpeği sanki)

 

Zarafet, kadını şiirleştirir. Öne yıkılacakmış gibi, asker gibi, omuzları düşük, kambur, boynu, başını taşıyamıyormuşcasına bükülmüş, sallanarak veya sürüklenerek, ya da paldır küldür yürüyen bir kadın düşünün! .. (Hocam ben bugün özel günümdeyim koşmasam)

 

Ne kadınlar vardır; tesettürlü de olsalar, süzülür gibi, danseder gibi yürürler (Sağol bu kusuru hoşgördüğün için). Bir bardak su verirken, bardağı değil, dünyaları uzatırlar, insana! ‘Hizmet’ önemli değildir. ‘Sunuş’ önemlidir. (Yorum ve değerlendirmeleriniz işleme alınmıştır) Yumuşak, hoş bir hareketle, gözlerinin içi gülerek, saygı ve sevgi dolu bir bakışla uzatılan bardağın içindeki, her ne ise, mutluluğa dönüşür. (Veya bazen siyanüre) Daha içmeden huzur, mutluluk ve yaşama sevinci yayılır ruha. Sunulan suysa; su da hayatsa; bu su ab-ı hayattır! (Canım sakin ol tüme varırken evreni paketledin)..

 

“Günaydın! Aşkım! Canım!” demeseler bile, öyle bir tebessümle gelirler ki yanınıza; hangi kötü ruh halinde olursanız olun, o anda gülümser, huzur duyar, onunla bütünleşiverirsiniz.  (Xanax) Bir demet çiçek gibidirler. Cıvıl cıvıl bir kuş, berrak akan bir su, gün ışığı gibidirler. Uzaktan duyarsınız, sıcaklığını. (Çünkü kendini ateşe vermiştir o an) Ona doğru yaklaştığınızın farkına bile varmazsınız. Mıknatıs gibi kendilerine çekmişlerdir sizi. (Çok yanlış anladın) Demir tozları gibi yapışır kalırsınız. Zaman durmuştur. Mekan orasıdır. Dünya o kadarcıktır. Kalabalığın sayısal değeri bire inmiştir. İkiye çıkmasına da lüzum yoktur. (Yoktu hakikaten, sen niye geldin?)

 

 

Müzikle, oynarcasına çay yapmaya giderler. Telaşsız, cıvıl cıvıl güne başlayan sevimli kuşlar gibidirler. Onların tüm amaçları, erkeklerini mutlu etmektir. Onları mutlu ederek mutlu olurlar. (Sevimli köleyi kafese tıkmışlar çaydanlık çaydanlık demiş) Bir de hizmetçi ruhlu kadınlar vardır. Sabah sabah, oflaya puflaya yataktan kalkarlar. (Ama geceden suyunu koymayı unutmuşsun) Söylene söylene, takur tukur temizliğe başlarlar. Kafanıza çarpar gibi kurarlar sofrayı. (O modeli geri çektiler, açıp kapadın mı?) Mükellef bir kahvaltı sofrasında bile çekilmezler. (Bu paragrafta kombo yaptı, ne diyeceğimi şaşırdım. Çekemiyorsan anten tak bari.)

 

Sadece bayanların mı romantizmden hoşlandıklarını sanıyorsunuz? Ya da sevilmekten? (Aklıma dahi gelmemiş, ekran koruyucu modundaydım) Erkeklerin de romantizme, sevgiye, ilgiye ihtiyaçları olduğunu düşünmüyor musunuz? (Çok düşünme dediler, bıraktık. Çay?) Onlar, sevildiklerine inandıkları, doya doya sevgi aldıkları zaman, kahvaltılarını yapmış olurlar. (Yarım kilo kaşar için bu kadar ağız yaptığına inanamıyorum) O konuda akşama  kadar acıkacaklarını, başkalarına ihtiyaç duyarak, avuç açacaklarını, sevgi dileneceklerini sanmıyorum. (Bir kahvaltı ve sevgi açlığı metaforu kontrolden çıkıp şarampole yuvarlandı, sokakta kaşar dilenen erkek ordusu imgesinde son buldu. Çay?)

 

Akşam da aynı sıcaklıkla karşılanıp, aynı huzur ortamına çekildiklerinde, onlardan mutlu kimse olmaz. Kovsanız da yanınızdan ayrılmaz, ne kadın, ne erkek, kimseye ihtiyaç duymazlar. (Bakımı kolay, Almanya’dan sertifikalı) O sizindir. (Aşıları tam) İmzayla, kanunen değil, bir köle gibi, seve seve! (Bunu o istedi)..Artık herkes onu, sizden kıskansın! (Fakat gece mutlaka bağlayın)

 

 

Evde ne huzur veriyorsunuz da, dışarıdakilerden kıskanıyorsunuz? Her şey iyi gidiyorsa; onlar neden kendilerini dışarıya atıyorlar? (Ben ne bileyim, çay yapıyordum) Arılar, bal dolu kovanlarını neden terk ediyor? (Buna bilim de cevap bulamıyor) Acı yok, tatlı yok; evde duranın aklı yok! (Arılar dırdırdan kaçtı diyorsun)

 

Kalıp gibi, kolalı kadın olmayın! Sinirden tir tir titreyen, söylenen, bağırıp çağıran, kavgazan, (“Aradığınız sözcük bulunamadı” – TDK)  fettan, fetfaz bir kadın olmayın! Önce sakin olun! (Kullandığın ünlem sayısına bi baksana sen) Huzur bulun; huzur verin! Sonra zarif olun! (Evet komutanım) Daha sonra da duygusal olun. (Hemen komutanım) Akıllı olun, akıllı! (Eklenti yükleniyor…)

 

Unutmayın ki; onların herkesten önce, size ihtiyaçları var! (Yaşlı ve çocuklar mı? Hitabı dönderip Unicef reklamı gibi bitirdin, kimi dediğini anlamadım ki? Gene de not alıyorum. Saygımdan. Ve neşeli kuş tabiatımdan.)

 

Yazan: Onur Bilge (Çay?)

 

Nasıl derler? Cik. Cik. Cik cik cik. Cik.

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

SANAT

YBu Resim Gitmeli Mi?
Bu Resim Gitmeli Mi?

Sanatçı Hannah Black'in siyah bir çocuk cesedini tasvir eden sanat eserinin var oluşunu ve sergilenmesini eleştirdiği açık mektubundan hareketle: "onurlandırmak" ve "lafı ağzına tıkmak" arasındaki ince çizgi nerede durur?

KÜLTÜR

YMary Beard: Gücün İçinde, Üzerinde, Peşinde Kadınlar
Mary Beard: Gücün İçinde, Üzerinde, Peşinde Kadınlar

Cambridge Üniversitesi Klasikler Profesörü Mary Beard'ın konuşması: Kadınlar Antik Yunan'dan bugüne güçle nasıl ilişkilendi?

SANAT

YÖlüm Kadar Ciddi, Küfürlü bir Şaka: Renate Bertlmann
Ölüm Kadar Ciddi, Küfürlü bir Şaka: Renate Bertlmann

Renate Bertlmann, 1970’lerde bir çok çağdaşı gibi 1968’in devrimci atmosferi ve ikinci dalga feminizmin gücüyle kadın bedenini bir kutlama ve devrim aracı olarak yeniden kurgulayan eserler üretmiş.

SANAT

YGüncel Kızlar (1977)
Güncel Kızlar (1977)

Vintage sarısı, yalnızca çözülmüş meselelere, başarıyla alınmış haklara mı değer?

Bir de bunlar var

Takılmak Ya Da Takılmamak: Gerçekten Bütün Mesele Bu Mu?
Reşat Ekrem’den İstanbul Çocuk Portreleri
Ölümcül Doğurganlık: Jinekolojik bir Tekno-Fetişizmin Ayrı Yumurta İkizleri

Pin It on Pinterest